http://www.fatih-alparslan34.tr.gg

SANAL ALEM YALNIZLARIN MEKANI




SANAL ALEM YALNIZLARIN MEKANI

ALLAH c.c sanal alemde
islam için çalışan
sitelerden
ve yetkililerinden razı olsun
ve başarılarının
devamını nasip eylesin inşallah

http://www.islam-green34.com


SANAL ALEM YALNIZLARIN MEKANI
 
http://www.fatih-alparslan34.tr.gg

FATİH  ALPARSLAN

İSTANBUL

SANAL ALEM YALNIZLARIN MEKANI

selamün aleyküm
müslüman kardeşlerim
24 - 02 - 2011
Zaman Gazetesi
AYŞE TOSUN İSTANBUL
kardeşimizin
aşağıdaki linkte 
orjinali bulunan yazıya
geçmeden önce 
müslüman kardeşlerimize
şunu hatırlatmak 
istiyoruz 
herkesin mutlaka sanal aleme
girmek için
şüphesizki çok farklı sebepleri
ve sanal aleme girmeye
mecbur kılan ailesel
kişisel  ekonomik veya
çevresel  nedenleri vardır 
bu nedenlerden biride 
kişinin kendisini yalnız
hissetmesidir
insan tek başına varlığını
sürdürebilecek bir varlık
değildir
bu meleke 
sadece Allah c.c a aittir
Rabbimiz tektir
ve tek yaşamaya
kudreti yeten tek varlıktır
ancak insan böyle değildir 
sanal aleme girenlerin
ailesinden göremediği sevgiyi
veya eşinden çevresinden göremediği
sevgiyi sanal alemde
aramaya çalışır
bu aslında basiretsizliktir
fakat insan
yeri geldiğinde
kalabalıklar içindede
kendini yalnız hissedebilir
ve bu yalnızlığını
sanal alemde gidermeye
çalışır
ancak sanal alem çamurlu
ve mayınlı bir arazidir
yalnızlığın çözüm yeri değildir
çünkü sanal alemdeki bazı
kişilerin amaçlarıda
kendini yalnız hissedenlere
sahip çıkar gibi görünüp
yalnız insanların
duygularını sömürmektir
ve kendi egosunu tatmin etmektir
bu yüzden siz siz olun
sakın yalnızlığınızı sanal alemde
giredeyim derken
size kurulabilecek tuzakları
görmemezlikten gelmeyin
nefs-i emaresinin  kölesi olmuş
ve kendini hakiki müslüman olarak
tanıtan ikiyüzlü kişilerin oyunlarına gelmeyin
sanal alemde kimseyi
hakiki manada tanıyamayacağınızdan
dolayıda
sanal alemde siz siz olun asla kimseyede
güvenmeye kalkmayın
hayal kırıklığına
hüsrana ve musibete 
uğrayan siz olursunuz 
bunuda hiç bir zaman unutmayın
 Allah c.c kimseyi sevgisiz
çaresiz ve yalnız bırakmasın inşallah
şimdi aşağıdaki linkteki veya
linkin altındaki metni okumanızı
istirham ediyoruz
Allaha emanet olunuz

FATİH  ALPARSLAN
 İSTANBUL
 
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1098015&title=yalnizlik-duygusu-ruhumuza-ve-bedenimize-zarar-veriyor

 
 


YALNIZLIK DUYGUSU
RUHUMUZA
BEDENİMİZE
ZARAR VERİYOR

AYŞE  TOSUN - İSTANBUL
24 - 02 - 2011

İş ile ev arasında sıkışmış hayatımızda, insanî ilişkilerden kopmuş, arkadaşlığın, komşuluğun, aile içi ilişkilerin kaybolmaya yüz tuttuğu toplumda, bizi bekleyen bir tehlike var: Yalnızlık. Psikiyatri Uzmanı Dr. Barış Önen Ünsalver, yalnızlık hissinin mutsuzluk ve umutsuzluğu getireceğini ve bedenimize de zarar vereceğini söylüyor. Prof. Dr. Ali Köse ise ailelere, akşam gezmelerine çocuklarını da götürmeleri tavsiyesinde bulunuyor.

 

Modern hayat, çalışma hayatının yoğunluğu ve maddi kazancın ön plana çıkması beraberinde manevi buhranları da getirdi. Toplumumuzda geniş ailelerin yerini artık çekirdek aileler aldı. Giderek daralan aile yapımız, aile bireylerinin de kabuğuna çekilip kendi alanlarını korumaya başlamasına sebep oldu. Bu durum bir gerçeği de karşımıza çıkardı: Yalnızlık. Uzmanlar, çalışma hayatının ağırlaşmasının insanların sürekli ilişkilerini ihmal etmesine neden olduğunu vurguluyor ve bu durumdan en çok çocukların etkilendiğini söylüyor.

Memory Center Nöropsikiyatri Mer-kezi'nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Barış Önen Ünsalver, kendini yalnız hisseden kişilerin olayların olumsuz yönlerini gördüklerini belirtiyor. Yalnızlık psikolojisiyle sıkıntıların olduğundan daha şiddetli hissedileceğini ifade eden Ünsalver, "Yalnızlığı hissetmek, beraberinde mutsuzluk ve umutsuzluğu da getirir. Kendini yalnız hisseden kişi karamsarlaşır, sorunlar karşısında çaresiz hissedebilir. Yardıma ihtiyacı olsa da yardım istemeyebilir." diyor. Yalnızlığın zamanla beyin ve beden işlevlerinde de bozulmaya neden olacağının altını çizen Ünsalver, yalnızlığın toplum olarak kısıtlamaya ve gerilemeye neden olacağını dile getiriyor. "Acı ve üzüntülerin paylaşarak azalacağını herkes bilir." diyen Ünsalver, kişinin kendini yalnız hissettiğinde içine girdiği ruh halini ise "Yeni bir şey öğrenmek, olaylara farklı açılardan bakmak güçleşir. Kişi kendi doğrularına sıkı sıkıya kenetlenir. Bu ise insanları uzaklaştırarak ya da yakınlaşmalarını engelleyerek daha da yalnızlığa iter." şeklinde tarif ediyor. Ünsalver, bu ruh halinden sıyrılmak için şu önerilerde bulunuyor: "Bizler sosyal varlıklar olduğumuz için kendimizi iyi ya da kötü hissederken ötekilerle karşılaştırma yaparız. Bu doğal bir tepkidir. Başkalarıyla karşılaştırma sayesinde aslında bazı şeylere çok fazla gerek olmadığını ya da kendimizde sorunlu olduğunu düşündüğümüz bir özelliğin sıradan bir özellik olduğunu fark edebiliriz."

Akşam gezmelerine çocuklarınızı DA götürün

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi din psikolojisi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Köse, makineleşmenin ve bireyselleşmenin toplumu yalnızlaştırdığını söylüyor. Yalnızlaşmanın, modern toplumların, endüstrileşmiş toplumların en önemli sosyal meselesi olduğunu belirten Köse, bu durumu "anomi" ifadesiyle açıklıyor. "Çocuklarımız gün gelecek 'En yakın arkadaşınız kim?' sorusuna 'internet' cevabını verecek." diyen Köse, evine ADSL almadığını ve çocuklarına bilgisayar oyunları oynatmadığını dile getiriyor. Akşamları ev gezmelerine çocuklarını mutlaka götürdüğünü söyleyen Köse, ailelerin düştüğü hatayı şöyle anlatıyor: "Çocuklar annesinin, babasının arkadaşlarını bilsinler, farklı insanlar tanısınlar. Ama bazı ailelere bakıyorum; anne baba televizyon seyrediyor, çocuklar diğer odada bilgisayarın başında. Çocuklar eve gelen misafire 'hoş geldiniz' bile demiyor. Çocukların anne-baba ile ilişkileri sınırlı. Birlikte bir şey yapma zevkini, birbirine ait olma hissini çoktan kaybetmişler." Ali Köse, ailelerin çocuklarını en pahalı okullarda okutmakla övündüklerini, ama çocukları bir problem yaşadığı zaman kendilerine açılmak yerine okuldaki psikoloğa gittiklerini ifade ediyor. Çocukların kendilerince bir Güzin Abla aramasının yanlışlığına işaret eden Köse şu gerçeğe dikkat çekiyor: "Neden anne babalarını tercih etmiyorlar? Çünkü anne-babaları onlar için çok uzakta."


Amerikan hikâyesi artık bizim hikâyemiz

Prof. Dr. Ali Köse, yıllar önce duyduğu bir Amerikan hikâyesinin şimdilerde bizim hikâyemiz olduğunu söylüyor. Köse, çocukların yalnızlığını özetleyen şu hikâyeyi aktarıyor: "Baba akşam eve gelir. Çocuk sorar, 'Baba sen saatte kaç para kazanıyorsun?' diye. Babası 'Git başımdan, ne yapacaksın ne kadar kazandığımı, hem dişlerini fırçala da yat sen bakayım, vakit geç oldu!' diye çıkışır. Çocuk çaresiz boyun büker ve yatağı boylar. Biraz sonra baba pişman olur, 'Gidip şunun gönlünü alayım' diyerek çocuğun yanına gider. 'Peki' der, 'Madem merak ettin bir saatte kaç para kazandığımı, o halde söyleyeyim: 20 dolar kazanıyorum.' Çocuk, yastığının altından 10 dolar çıkarır, babasına uzatır ve 'Benimle yarım saat oynar mısın?' diye sorar. Yıllar önce bu hikâyeyi duyduğumda, 'Evet bu bir Amerikan hikâyesi.' demiştim. Ama artık şimdilerde 'bizim hikâyemiz' diyebiliyorum."

AYŞE  TOSUN  -  İSTANBUL

ZAMAN GAZETESİ 

 24 - 02 - 2011




  
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol