http://www.fatih-alparslan34.tr.gg

D-8 PROJECTION







DEVELOPİNG EİGHT 

D-8 PROJECTION


http://www.developing8.org



http://www.114haber.com/siyaset/d-8-gelismekte-olan-8-ulke-islam-birligi-ne-demek-h242.html

 


D-8
, ya da İngilizce uzun adıyla Developing Eight (gelişmekte olan sekiz ülke)      

8 üye ülkeden oluşan bir uluslararası kuruluş


Bu sekiz ülke Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya.

Bu sekiz ülkenin ( Refahyol Hükümeti Başbakanı ) Prof.Dr.Necmettin Erbakan önderliğinde bir araya gelerek oluşturmuş oldukları bir organizasyondur.

D-8 içinde yer alan ülkeler aynı zamanda İslam İşbirliği Örgütü nün de üyeleridir.

D-8 üyeleri, tabii kaynakları, kalabalık nüfusları ve potansiyel pazarlarından ötürü kendi bölgelerinde önemli konum arz etmektedirler.

Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da düzenlenen 6. D-8 zirvesinde, D-8 daimi Sekreteryasının İstanbul’da olmasına karar verildi.

Bu karar 20 Şubat 2009 tarihinde imzalanan anlaşma ile resmiyet kazandı.


Kuruluşu

22 Ekim 1996 tarihindeki "Kalkınmada İşbirliği Konferansı"nı izleyen bir dizi hazırlık toplantılarından sonra

15 Haziran 1997 yılında İstanbul’da yapılan Devlet ve Hükümet başkanları zirvesinde D-8’in kuruluşu resmen ilan edilmiştir (İstanbul Deklarasyonu).

D-8'lerin bayrağında yer alan 6 tane yıldız D-8'lerin temel ilkelerini sembolize etmektedir.

D-8'lerin bayrağında 6 temel ilkeyi sembolize eden altı yıldızın anlamları şunlardır

Savaş değil, barış,

Çatışma değil, diyalog,

Çifte standart değil, adalet,

Üstünlük değil, eşitlik

Sömürü değil, adil düzen,

Baskı ve tahakküm değil, insan hakları hürriyet ve demokrasi.

İşbirliği Alanları,Faaliyet ve Projeler

D–8 kapsamındaki işbirliği, esas itibariyle sektörel bazda yürütülmektedir. Bu kapsamda;

Türkiye  : Sanayi, sağlık ve çevre

Bangladeş  : Kırsal kalkınma

Endonezya  : Yoksullukla mücadele ve insan kaynakları

İran  : Bilim ve teknoloji

Malezya  : Finans, bankacılık ve özelleştirme

Mısır  : Ticaret

Nijerya  : Enerji

Pakistan  : Tarım ve balıkçılık

alanındaki işbirliği çalışmalarını koordine etmektedir


ORGANLARI  


Zirve :Devlet/hükümet başkanlarının iki yılda bir gerçekleştirdikleri toplantılardır. D-8'in en üst düzey karar alma organıdır.

Konsey: Üye ülkelerin Dışişleri Bakanlarının katılımı ile gerçekleştirilen toplantılarıdır.

Komisyon: Üye ülkelerin kıdemli uzmanlarından oluşan ve eşgüdüm çalışmalarını yürüten kurul toplantılarıdır.

Genel Sekreterlik: D-8 Grubunun çalışmalarına sekretarya hizmetleri sunan

ve üye ülkeler arasındaki iletişimi sağlayan İcra Direktörlüğünü

Türkiye tarafından atanan bir büyükelçi (Ayhan Kamel) İstanbul'da bulunan merkezinden yürütmekte idi.

2006 Bali Zirvesinden sonra İcra Diretörlüğünün statüsü Genel Sekreterliğe çevrilerek dönem başkanı Endonezya tarafından atama yapıldı.

Ardından Genel Sekreterliği Endonezya'dan Dipo Alam (2007-2010), Widi A. Pratikto (2010-2012) yürüttü.

1 Ocak 2013 itibariyle İran'dan Seyed Ali Mohammad Mousavi dört yıllık süre için bu görevi devraldı.

D-8 AMAÇ 

D-8 girişiminin başlatılmasındaki amaç, büyük bir ekonomik potansiyeli, çeşitli kaynakları, geniş bir nüfus ve coğrafi alanı temsil eden

8 ülke arasında ticaret ilişkilerinde yeni fırsatlar yaratmak ve çeşitlendirmek, uluslararası düzeyde karar alma sürecine katılımı artırmak,

daha iyi hayat şartları sağlamak,

somut ortak projeler etrafında ekonomik işbirliğini geliştirmek ve gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki durumlarını güçlendirmektir.

D-8, kurucu üyelerinin kompozisyonunun da yansıttığı gibi, bölgesel olmaktan çok küresel bir kuruluştur.

Üyelik, grubun hedeflerini, ilkelerini benimseyen ve ortak bağları paylaşan diğer gelişmekte olan ülkelere de açıktır.

D-8, üye ülkelerin bölgesel ve uluslararası örgütlere üyeliklerinden kaynaklanan ikili ve çok taraflı taahhütleri üzerinde olumsuz etkisi olmayan bir forumdur.

EKONOMİ SIRASI 

D-8 ülkelerinde en sanayileşmiş (gelişmiş) ekonomi Türkiye ekonomisidir.

Türkiye'yi Endonezya izler.Endonezya'yı da İran, Mısır, Pakistan, Malezya, Nijerya ve Bangladeş izler.

Rakamlarla D-8

-Bugüne kadar 5 tane D-8 zirve toplantısı yapıldı.

-D-8'ler bugüne dek 9 tane dışişleri bakanları toplantısı 20 tane komisyon toplantısı, 70 tane de teknik nitelikli komisyon gerçekleştirildi.

-Kuruluşunda 8 ülkenin Gayrisafi milli hâsılası 690 milyar dolardı, şimdi bu 1,5 trilyonun üzerinde.

-D-8 kurulurken ülkelerin tek başına milli geliri, 872 dolardı, şimdi 1500 dolar civarında.

-İhracat 239 milyar dolardı, 600 milyar dolara yaklaştı.

-İthalat 235 milyar dolardı, yaklaşık 500 milyar dolara çıktı

 D-8’LERİN ÖZELLİKLERİ

Yukarıdaki ilkelerin gerçekleşebilmesi için D-8’lerin aşağıdaki özellikleri büyük öneme haizdir.

D-8’ler En Yüksek Seviyede Küresel Bir Kuruluştur.

Bugün yeryüzünde 190 ülke bulunuyor. Bunların toplam nüfusu 6 milyar civarındadır.

Bu 180 ülkenin içinde takriben 30 kadarı kalkınmış ülke olup, nüfusları takriben 1 milyar civarındadır.

Bunlar kendi işbirliklerini geliştirmek ve yeryüzündeki etkinliklerini artırmak için G-7’leri, yani Gelişmiş Ülkeler Organizasyonunu kurmuşlardır.

Bu G-7’ler (şimdi onlarda G-8 oldular) zaman zaman bakanlar, her yılda devlet bakanları toplantılarıyla faaliyetlerini sürdürmektedirler.

Bunların dışında kalan 160 kadar gelişmekte olan ve nüfusları 5 milyarı aşan ülke ise böyle bir teşkilata sahip değillerdir.

İşte D-8’ler, G-7’lere paralel olarak ve fakat gelişmekte olan ülkelerin kurdukları ve yüksek seviyede küresel bir dünya kuruluşudur.

D-8’ler G-7’lerle Çatışmak İçin Değil, Tam Tersine Yeni Dünyayı Birlikte Kurmak İçin Teşekkül Etmiştir

G-7’ler kendi aralarında işbirliği ile dünya üzerindeki etkinliklerini artırmayı hedeflemektedirler.

Halbuki D-8’ler, yukarıda belirtilen temel ilkeleri sadece kendileri için değil, bütün insanlık için benimsemişlerdir.

Bunun için de kuruluşlarından bir yıl sonra G-7’lerle birlikte bir masa etrafında

Yeni Bir Dünya’nın kurulması için toplanılmasını programlarına almışlar ve bu çalışma hedefine 2. Yalta Konferansı tanımlamasını yapmışlardır.

Bilindiği gibi İkinci Dünya savaşından sonra Birinci Yalta Konferansı ile dünya şekillendirildi.

Ancak bu şekillendirme doğrular üzerine dayanmadığı için soğuk savaşlardan başka bir şey vermedi.

Şimdi D-8’ler projesinde öngörülen bir hedef de 2. Yalta Konferansı ile ve 20. asırdaki yanlışlardan alınacak derslerle

Yeni Bir Dünya’nın G-7’lerle beraber doğrulara dayandırılarak kurulmasını sağlamak,

D-8’lerin 6 ilkesini dünyadaki herkes ve her toplum için uygulamak ve beklenen saadet dünyasının kurulmasını temin etmektir.

D-8’ler Bütün Gelişmekte Olan Ülkeleri Kucaklamak, Aynı Zamanda Süratle Karar Alabilen Dinamik Bir Yapıya Sahip Olabilmek Üzere Kurulmuştur

Gelişmekte olan ve nüfuslarının toplamı 5 milyarı bulan 150 ülkenin hepsi ile bir araya gelerek adeta

yeni bir Birleşmiş Milletler gibi bir düzenleme ile dinamik bir çalışma pratikte mümkün değildir.

Nitekim yine gelişmekte olan ülkelerden olan Afrika Birliği, Arap Birliği, Uzakdoğu Asya Birliği,

Güney ve Orta Amerika Birliği gibi bazı kuruluşlar bazı faydalı hizmetlerde bulunmalarına mukabil, istenen dinamizm ile çalışamamakta

ve G-7’lere paralel hiçbir gelişme gösterememektedirler.

İşte D-8’ler bir yandan bütün gelişmekte olan ülkeleri kucaklamak, diğer yandan da dinamik bir çalışma imkanına sahip olabilmek için önce

8 ülkenin katılımı ile yola çıkmışlardır. D-8’ler 8 ülke tarafından kurulmuştur

Bunlar sırasıyla şunlardır



Endonezya 200 milyon 

Bangladeş 130 milyon 

Nijerya 120 milyon 

Pakistan 120 milyon 800 milyon 

Türkiye 70 milyon 

İran 65 milyon 

Mısır 65 milyon 

Malezya 27 milyon

Yani nüfuslarının toplamı 800 milyon olan ülkelerdir.

Ancak gelişmekte olan bütün ülkeler ve tabii ki en başta Türk Cumhuriyetleri ve diğer Müslüman ülkeler nüfusları ne olursa olsun D-8’lerin doğal üyeleridir.

D-8’ler Üye Ülkelerin İç İşlerine Karışmamak Ve Her Birinin Bölgesel Anlaşmalarındaki

Taahhüt Ve Haklarına Halel Getirmemek Temel Prensibi İle Kurulmuştur.

Evrensel bir kuruluş olan D-8’lerin gelişip güçlenebilmesi için iç işlerine karışmaması ilke edinildiği gibi,

her birisinin katıldığı bölgesel kuruluşlarla ilişkilerine de saygı göstermek, lüzumsuz problemlerin ortaya çıkmasına sebep vermemek gerekli görülmüştür.

D-8’ler Gelişmekte Olan Bütün Ülkelerin Birlikte Ve Hızlı Kalkınmalarını,

Uluslararası Münasebetleri Tanzim Eden Mekanizmalara Katılım Güçlerinin Artırılması

Ve Dünya Ekonomisinin Etkinliklerinin Güçlendirilmesi Ve Halklarının Daha İyi Bir Yaşam Standardına Sahip Olmasını Sağlamak Amacıyla Kurulmuştur.

D-8’ler işbirliği ve elbirliği yaptıkları takdirde çok büyük atılım potansiyeline sahiptirler.

Bu büyük potansiyeli kendi üyeleri ve bütün insanlık için geliştirmek D-8’lerin bir diğer kuruluş amacıdır.

D-8’ler Kurulur Kurulmaz Bütün Üye Ülkelerin Dinamiklerini Harekete Geçirmek, Faydalı Projeleri Süratle Gerçekleştirmek Üzere Kurulmuştur.

Hedefleri açısından laf değil iş üretmeyi benimseyen D-8’ler, daha kuruluşları sırasında hangi sahalarda hangi konulara öncelik

vereceklerini uzmanlarıyla araştırmalar yaparak olgunlaştırmışlardır.

Her bir ülkenin hangi konuda yürütücü olacağı, hangi projelerin gerçekleşmesine öncülük yapacağı plan ve programa bağlanmıştır.

Bu planlama sırasında Türkiye’ye sanayi sahasında atılım yapacak projelerin öncülüğü görevi verilmiştir.

Bütün ülkeler gibi Türkiye de D-8 projesine heyecanla sarılmış ve 54. Hükümet döneminde bu sahada büyük adımlar atılmıştır.

D-8’ler için büyük önem taşıyan zirai ilaçlama uçaklarının üretim projesi, 54. Hükümet döneminde başarıyla sonuçlandırılan projelerden birisi olmuştur.

D-8 ülkelerinin hedef olarak belirlediği bütün projeler üye ülkelerin kalkınmasına öncülük edecek niteliktedir. 

Bunların bir an evvel gerçekleştirilmesi D-8 hedefleri bakımından gerek o ülke halkı ve gerekse insanlık için çok büyük önem taşımaktadır.

D-8 NEDİR 

D-8’in amacı,üye ülkeler arasındaki ticareti ve işbirliğini artırmaktır.

D-8 girişiminin başlatılmasındaki amaç, büyük bir ekonomik potansiyeli, çeşitli kaynakları, geniş bir nüfus ve coğrafi alanı temsil eden

8 ülke arasında ticaret ilişkilerinde yeni fırsatlar yaratmak ve çeşitlendirmek, uluslararası düzeyde karar alma sürecine katılımı artırmak,

daha iyi hayat şartları sağlamak, somut ortak projeler etrafında ekonomik işbirliğini geliştirmek

ve gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki durumlarını güçlendirmektir.

D-8, kurucu üyelerinin kompozisyonunun da yansıttığı gibi, bölgesel olmaktan çok küresel bir kuruluştur.

Üyelik, grubun hedeflerini, ilkelerini benimseyen ve ortak bağları paylaşan diğer gelişmekte olan ülkelere de açıktır.

D-8, üye ülkelerin bölgesel ve uluslararası örgütlere üyeliklerinden kaynaklanan ikili ve çok taraflı taahhütleri üzerinde olumsuz etkisi olmayan bir forumdur. 

Başlıca Organları

D-8’in başlıca organları Zirve, Konsey ve Komisyondur.

Üye devletlerin Devlet/Hükümet başkanlarından oluşan Zirve D-8’in en üst organıdır.

D-8’in en üst organı olan Zirve, üye devletlerin Devlet/Hükümet başkanlarından oluşmaktadır.

Kurulduğu tarihten itibaren 3 adet D-8 zirvesi gerçekleştirilmiştir.

I. Zirve, 15 Haziran 1997, İstanbul, Türkiye,

II. Zirve, 1-2 Mart 1999, Dakka, Bangladeş,

III. Zirve, 25 Şubat 2001 Kahire, Mısır’da yapılmıştır.

Konsey, üye devletlerin Dışişleri bakanlarından oluşmaktadır.

D-8’in siyasi karar alma organıdır ve işbirliği konularının tam ve kapsamlı olarak görüşüldüğü bir forum gibi faaliyet gösterir.

Komisyon, D-8’in icra organıdır. Kendi hükümetleri tarafından atanan üst düzey görevlilerden oluşmaktadır.

Her bir komisyon üyesi kendi ülkesindeki ulusal koordinasyondan sorumludur.

Diğer taraftan, D-8 çerçevesinde koordinasyon görevini yürütmek üzere bir İcra Direktörlüğü de oluşturulmuştur.

Bu İcra Direktörlüğünün görevi, etkin iletişimi, hızlı bilgi akışını sağlamak ve toplantılar için sağlanan hizmetleri denetlemektir.
İşbirliği Alanları

D-8 çerçevesinde işbirliği ve proje geliştirme için 10 adet sektör belirlenmiştir.

D-8 çerçevesinde, 15 Haziran 1997 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen

Devlet/Hükümet başkanları zirvesinde işbirliği ve proje geliştirme için 10 adet sektör belirlenmiştir.

Bunlar: ticaret; sanayi; telekomünikasyon ve enformasyon (bilgi); finans, bankacılık ve özelleştirme;

kırsal kalkınma; bilim ve teknoloji; yoksulluğun azaltılması ve insan kaynakları gelişimi; tarım, enerji, çevre ve sağlık.

D-8 faaliyetlerinin koordinasyonunda iş bölümünü sağlamak için her bir sektör bir ülkeye tahsis edilmiştir.

Üye ülkelerin üstlendikleri sektör ve çalışma grupları aşağıdaki gibidir:

Türkiye: Sanayi ve Sağlık Çalışma Grupları

Mısır: Ticaret Çalışma Grubu

Bangladeş: Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu

Endonezya: İnsan Haklarının Geliştirilmesi Çalışma Grubu

İran: Telekomünikasyon ve Teknoloji Çalışma Grupları

Malezya: Finans, Bankacılık, Özelleştirme Çalışma Grubu

Nijerya: Enerji Çalışma Grubu

Pakistan: Tarım Çalışma Grubu

İlk Zirvede 50-60 proje önerilmiş olmasına rağmen,

kaynakları çok yetersiz dağıtmamak için aşağıdaki öncelikli altı projenin derhal başlatılmasına karar verilmiştir.

Uluslararası Pazarlama ve Ticaret Şirketi’nin Kurulması (Mısır), 

Yoksullukla Mücadele (Endonezya), 

D-8 Ülkeleri Arasında Sanayi ve Teknoloji Veri Bankası Ağının Kurulması (İran), 

D-8 Şirketleri Arasında Ortak Girişimleri de Kapsayacak Şekilde Takaful (İslami Sigorta) Projesi’nin Oluşturulması (Malezya), 

Kıyı ve İç Sularında Kültür Balıkçılığının Geliştirilmesine Yönelik İşbirliği (Pakistan), 

Tarım Uçağının Dizaynı, Geliştirilmesi, Üretimi ve Pazarlaması (Türkiye) 

Mısır’ın koordinatörlüğünde yürütülen ve Kahire’de düzenlenen Ticarete İlişkin Uzmanlar Grubu toplantılarında

üye ülkeler arasındaki ticaretin kolaylaştırılması ve ticaret hacminin arttırılmasına yönelik olarak çeşitli projeler üzerinde çalışmalar yapılmaktadır.

Bu çerçevede, Ticarete İlişkin Uzmanlar Grubu toplantılarında D-8 Zirvesinde üzerinde mutabık kalınan proje önerileri arasında

yer alan Pazarlama ve Ticaret Şirketi’nin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır.

Uluslararası Pazarlama ve Ticaret Şirketi’nin temel amaçları; D-8 ülkeleri arasındaki ticaret ve pazarlama faaliyetlerini geliştirmektir.

Diğer taraftan, şirketin kurulmasına yönelik fizibilite çalışmasını yapacak danışmanlık firması da belirlenmiş,

önümüzdeki dönemde gerçekleştireceği görevlere ilişkin takvim hazırlanmıştır.

Uluslararası Pazarlama ve Ticaret Şirketi’nin temel amaçları; D-8 ülkeleri arasındaki ticaret ve pazarlama faaliyetlerini geliştirmek,

D-8 üyelerinin diğer İslam ülkeleri ile olan ticari ve ekonomik ilişkilerini artırmak ve teşvik etmek

ve D-8 ülkelerinden dünyanın diğer ülkelerine yapılan ihracatın artırılmasına yardımcı olmaktır

D-8 Ülkelerinin Doğal Kaynak Yapısı


Büyük insan kaynaklarına ek olarak, D-8 ülkeleri önemli doğal kaynaklara da sahiptirler.

Büyük insan kaynaklarına ek olarak, D-8 ülkeleri önemli doğal kaynaklara da sahiptirler.

Bu kaynakların bazıları hali hazırda kullanılmakta, ancak daha henüz kullanıma açılmamış büyük rezervler de bulunmaktadır.

Bangladeş en büyük jüt (Hint keneviri) ihracatçısıdır ve dünyanın jüt ihracatının yüzde 80’ini gerçekleştirmektedir.

Çay ve pirinç diğer başlıca ürünleridir. Bengal körfezinde doğal gazın bulunması işletmeye hazır büyük rezervlerin varlığını göstermektedir.

Mısır’ın bilinen ve potansiyel gaz rezervleri önemli düzeydedir.

Mısır’ın başlıca doğal kaynakları petrol ve gazdır. 

Petrol rezervlerinin boyutunun dünya standartlarına göre az olmasına rağmen bilinen ve potansiyel gaz rezervleri önemli düzeydedir.

Diğer mineral kaynakları arasında fosfat rezervleri önemli yer tutmaktadır.

Ayrıca, yüksek kaliteli pamuk, pirinç, şeker kamışı, turunçgiller ve sebzeler üretmekte ve ihraç etmektedir.

Endonezya, 

hem tarımsal kaynaklar hem de petrol ve doğal gaz açısından zengin bir ülkedir.

Mineral kaynakları arasında kömür, kalay, boksit, bakır ve nikel başta gelmektedir.

Endonezya önemli bir palmiye yağı, kahve, kakao, doğal kauçuk ve ağaç ürünleri üreticisidir.

İran, dünyanın bilinen petrol rezervlerinin yüzde 9’unu elinde bulundurmaktadır.

Dünyanın bilinen petrol rezervlerinin yüzde 9’unu elinde bulunduran İran, bölgedeki en eski petrol endüstrilerinden birine sahiptir.

Dünyada ikinci en büyük rezervler olan doğal gaz rezervleri de önemli bir gelir kaynağıdır.

İran, ayrıca, demir ve boksit gibi mineral kaynaklara da sahiptir.

Malezya, kalay ve kauçuk tedarikçisi olarak dünya piyasalarında önemli bir rol oynamakta, petrol ve doğal gaz üretimi de önem kazanmaktadır.

Ayrıca, ülke dünyanın önde gelen tropik kereste üreticisi olmaya da devam etmektedir.

Nijerya, kükürt içeriği az, yüksek kaliteli petrol rezervlerine sahiptir.

Ayrıca, çok çeşitli mineral kaynaklara ilaveten nispeten büyük doğal gaz rezervlerini de elinde bulundurmaktadır.

Tarım ürünleri arasında ise kakao önemli bir yer tutmakta ve petrolden sonra ihracatta ikinci sırada yer almaktadır.

Yakıt kaynakları nispeten sınırlı olan

Pakistan’ın manyezit, kireç taşı, mermer ve dolomit gibi yakıt dışı mineralleri içeren geniş bir ürün yelpazesi bulunmaktadır.

Pakistan ayrıca önemli bir pamuk ve pirinç üreticisidir.

Türkiye dünyada gıda üretiminde kendi kendine yeterli olan birkaç ülkeden biridir.

Türkiye’nin çok çeşitli bir kaynak yapısı vardır.

Türkiye, mevcut büyük su kaynakları sayesinde çok çeşitli ürün üretme kapasitesine sahiptir.

Gerçekten de Türkiye dünyada gıda üretiminde kendi kendine yeterlilik oranı yüksek ülkelerden biridir.

Buna ilaveten, Türkiye’nin enerji ihtiyacı büyük ölçüde su kaynaklarından elde edilen hidroelektriğe dayanmaktadır.

Ayrıca

Türkiye’de boksit krom
demir cevheri bor ve linyit gibi
önemli yer altı kaynakları da bulunmaktadır



İslâm Birliğinin gerçekleşmesi için bütün gücüyle ömrü boyunca gayret eden son dönem liderlerimizden birisi de Necmettin Erbakan’dır.

1965 yılında profesör olan Erbakan, Şubat 1966’da Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanlığına getirildi. Daha sonra Genel Sekreter olan Erbakan,

1968 yılı Mayıs’ında Odalar Birliği İdare Heyeti Üyesi, Mayıs 1969’da da Odalar Birliği Başkanı oldu.

O zamanki hükümet her türlü kanuni hükümleri hiçe sayarak Erbakan’ı polis zoruyla görevinden uzaklaştırdı.

Sanayiye gerekli ilginin gösterilmemesi üzerine siyasete atılmaya karar verdi. 1969 Genel seçimlerinde Konya’dan bağımsız olarak adaylığını koydu

ve milletvekili seçilerek Meclis’e girdi.

24 Ocak 1970 Tarihinde Milli Görüş’ün ilk partisi olan Milli Nizam Partisi’ni kuran Erbakan,

1971 Nisan’ında ihtilal yönetiminin de baskısıyla, Milli Nizam Partisi hukuksuz bir biçimde kapatıldı.

11 Ekim 1972 Tarihinde kurulan Milli Selamet Partisi, Erbakan liderliğinde ve

‘Önce Ahlâk ve Maneviyat’ sloganıyla girdiği 14 Ekim 1973 seçimlerinde %12 oranında bir oyla 48 Milletvekilliği

ve 3 Senatörlük kazanarak 51 parlamenterle TBMM’ne girdi.

1974 Yılı başında çok tartışmalı bir şekilde kurulan MSP-CHP koalisyon hükümetinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak

önemli başarılara imza attı. Kıbrıs zaferinin kazanılması, manevî kalkınma hamlesi,

daha önce kapatılmış olan İmam-Hatip Okullarının orta kısımlarının yeniden açılması, Kur’an kurslarının açılması,

Diyanetin ihtiyaç duyduğu kadroların verilmesi, ağır sanayi hamlesinin başlatılması, İslâm Konferansı Teşkilatına tam üyelik,

ahlâk dışı zararlı yayınlarla mücadele edilmesi, İslâm ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi, şahsiyetli dış politika, tarım üretiminin artırılması,

Türk lirasının değerinin sabit tutulması, faizsiz banka sisteminin kurulması gibi büyük hizmetler,

7 ay süren bu kısa koalisyon hükümeti döneminde gerçekleştirildi.

Daha sonra kurulan dörtlü koalisyonda da yer alan MSP’nin Genel Başkanı yine Başbakan Yardımcılığı ve Ekonomik Kurul Başkanlığı görevlerini üstlendi.

5 Haziran 1977 seçimlerinden sonra kurulan 3’lü koalisyonda da bu görevini devam ettiren Erbakan liderliğindeki MSP,

böylece toplam 4 yıl süreyle hükümetlerde ortak oldu, hayırlı hizmetlere motor; yararsız işlere firen görevi yaptı.

İslâm düşmanı bir kısım odaklar, kendi saltanatlarını devam ettirmek amacıyla

Erbakan’dan kurtulabilmek ve Müslümanları kendi saflarında tutabilmek için, daha büyük tavizler vermeye ve hatta İslâmcı geçinmeye bile başladılar.

Yani Türkiye’de siyaset, basın, eğitim, diyanet, hatta ticaret sahasında Anadolu insanının,

30 yıl öncesine göre çok daha etkin hale gelmelerinde, Erbakan’ın doğrudan hizmetleri yanında, dolaylı etkileri ve katkıları da büyük olmuştur.

Öncelikle Türkiye’de millî iradeyi iktidara taşımak, devlet ve hükümet imkânlarının,

hakkın ve halkın hizmetinde kullanılmasını sağlamak amacıyla, sömürü ve zulüm şebekesine karşı çeşitli cephelerden halkımızı harekete geçirdi.

İslâm ülkelerinin birlik ve beraberlik içinde olmaları, aralarındaki ihtilafları kolayca gidermeleri,

kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmeleri ve dünyanın sömürücü güçlerine karşı koyabilmeleri için şu beş birliğin oluşmasını savundu

ve bunun çalışmalarını yaptı   

 1 .  İslâm Birleşmiş Milletler    Teşkilatı   
2 .  İslâm Ortak Pazarı  
3.  İslâm Ortak Savunma Paktı  
4.  İslâm Eğitim ve Kültür Birliği  
5.  İslâm Ortak Para Birimi  


1978 Yılı başından 12 Eylül 1980 gününe kadar muhalefette kalan MSP’nin Genel Başkanı Erbakan,

1980 yılı içerisinde İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesi üzerine bu kararı telin ve protesto etmek amacıyla 6 Eylül’de Konya’da büyük miting düzenledi.

İslâm âleminin büyükelçileri ve diğer yetkilileri davet edildi. Mitinge yüz bin insan katılmıştı.

Bütün tedbirler alınmasına rağmen bu büyük mitingi sabote etmek ve amacından saptırmak için bazı hoş olmayan olaylar meydana gelmişti.

Mitingin üzerinden altı gün geçmişti. Anarşi ve terör artık çekilmez hale gelmişti. Türk Silahlı Kuvvetleri ihtilal yaparak merkezî idareye el koydu.

İhtilal sebebiyle, dönemin partileri MSP, CHP, AP ve MHP liderleri 12 Eylül gecesi evlerinden alınarak Erbakan ve Türkeş İzmir/İnciada’ya götürüldü.

Erbakan’ın hapiste iken çok sevdiği âlim Mehmet Zahid Kotku’nun vefat etmesi ve cenazesine katılamaması O’nu çok üzdü.

Sıkıyönetim mahkemesinde Erbakan şeriat devleti kurma amacına yönelik çalışmalar yapmakla suçlanıyor,

savcı iddianamesinde şöyle diyordu: ‘1977 yılı ortalarından

1980 yılı Eylül başlarına kadar diğer sanıklar ile Necmettin Erbakan birlikte şeriat devleti kurulması amacına yönelik

bir fiili beraberlik oluşturdukları meydana gelen maddi olaylardan anlaşılmaktadır..’

Ancak uzun süren bu mahkemeler bir bakıma medrese olmuş, kutlu mesajımızın her kesime ulaştırılmasına vesile yapılmış,

Milli Görüşün ne olduğu anlatılmış ve en yetkili mahkemelerce Erbakan ve parti teşkilatının suçsuzluğu ve haklılığı resmen tespit ve tescil edilmişti.

Uzun bir tutukluluk dönemi ve devam eden mahkemelerden sonra tahliye kararları çıkmaya başladı.

Tutuksuz devam eden mahkemelerden sonra 24 Şubat 1983’de mahkeme Erbakan’a 4 yıl ağır hapis,

1.5 yıl da Eskişehir’de mecburî ikamet cezası verdi. Askeri Yargıtay 4. Ceza Dairesi de

delil yetersizliğinden mahkûmiyet kararını Erbakan ve arkadaşları lehine bozdu.

Yeniden yargılama yapan Mamak Askeri mahkemesi Askeri Yargıtay’ın bozma kararına uyarak ‘Berat’ kararı verdi.

12 Eylül 1980 askerî darbesinin getirdiği antidemokratik uygulama ve yasaklarla ve hukuksuz olarak MSP kapatıldı

ve Necmettin Erbakan Eylül 1987’ye kadar politikadan resmen uzak tutuldu.

MSP ve Necmettin Erbakan hiçbir anarşi ve terör hareketine karışmamıştı.

Şahsına ve partisine getirilen bu yasakla siyaset güneşinin ışığından, enerjisinden yararlanılmasına yedi yıl engel olundu.

MSP tarihteki yerini alarak kapandı.

Eylül 1987’deki referandumla yeniden siyasî haklarını elde eden Erbakan,

19 Temmuz 1983 Tarihinde kurulmuş olan Refah Partisi’nin, 11 Ekim 1987 tarihinde yapılan kongresinde oy birliği ile Genel Başkanlığına seçildi.

Necmettin Erbakan 20 Ekim 1991 genel seçimlerinde Konya’dan yeniden Milletvekili seçildi.

RP Genel Başkanı olarak girdiği 1995 Genel seçimlerinde tekrar Konya’dan Milletvekili seçilerek meclise girdi.

Bu seçimlerde Refah Partisi %21,7 oranında oy alarak seçimin birinci partisi oldu.

Bunun üzerine Erbakan 28 Haziran 1996’da hükümeti kurma görevini alarak 7 Temmuz’da

TBMM’den aldığı güvenoyuyla Türkiye Cumhuriyetinin 54. hükümetinin Başbakanı oldu.

Erbakan’ın başkanlığında ve DYP ile kurulan Refah-Yol koalisyon hükümeti,

halkın desteğini alan ve daha sonraki yıllarda kendisinden söz ettiren birçok önemli başarıya imza atıldı.

Bu hükümette cumhuriyet tarihimizde ilk kez denk bütçe yapıldı. Havuz sistemi kurularak ekonomi rayına oturdu, mali disiplin sağlandı.

Enflasyonla mücadelede başarı sağlandı. Emekliler, işçiler, memurlar ve köylüler dâhil, toplumun tüm gelir gruplarına enflasyonun üzerinde,

40-50 puanlık bir reel gelir artışı sağlanmasına karşın

bu reel gelir artışının finansmanında alternatif gelir kaynakları devreye alınarak enflasyonun artmasına fırsat verilmedi, enflasyon sabit tutulmaya çalışıldı.

Zirai ürünler karşılığı köylülere bir önceki yıla göre %312 oranında büyük bir artış sağlanarak çiftçiler azamî derecede desteklendi.

Körfez savaşından bu yana Irak’a uygulanan ambargo nedeniyle kapalı tutulan

ve Türkiye’ye büyük zararlar veren Kerkük-Yumurtalık boru hattı bu dönemde açılarak ülke ekonomisine büyük katkı sağladı.

 D-8 KURULUŞ

Erbakan biliyordu ki, Türkiye devleti çok büyük bir tarihe, stratejik öneme ve ticari şanslara sahip bir ülkedir.

Halkımızın yoksul bırakılmasını hiçbir bahanesi yoktur.

Ülkemizin kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmek, potansiyeli bulunan ülkelerle ticari bağlantılar yapmak

ve İslâm dünyasında Türkiye’yi lider bir konuma getirmek üzere dış politika atağı başlattı.

Bu çalışmalarla gelişmekte olan 8 İslâm ülkesinin işbirliğine öncülük yaparak büyük bir gayretle bir yıl gibi kısa bir sürede

D-8 (Development-8) oluşumunu gerçekleştirdi.

D-8’ler grubu Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Mısır ve Nijerya’dan oluşmaktadır.

Erbakan bu ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarını 14 Haziran 1997’de İstanbul’da topladı. D-8 oluşumu İslâm dünyası için bir umuttu.

Gelişmekte olan bu ülkeler kendi kaynaklarını en iyi bir şekilde değerlendirebilmek için birlik oluşturmuştu.

Artık sömürgecilere yem olmayacaklardı. Felaket zamanlarında birbirlerine yardım edeceklerdi.

İslâm ülkeleri arasında işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla gerçekleştirdiği Libya ziyaretinde Kaddafi’nin yanlış sözleri,

bazı cemaat liderlerine başbakanlık konutunda iftar yemeği verilmesi,

Çankaya ve Taksim’e cami yaptırılması projeleri, kurban derilerinin serbestçe toplanabilmesi,

hac kısıtlamalarının kaldırılması konularında yersiz eleştirilere muhatap oldu.

Bütün bunlar Erbakan başkanlığındaki bir yıllık Refah-Yol hükümeti döneminde gerçekleştirildi.

Yargıtay Başsavcılığı, 7 Mayıs 1999’da FP hakkında da kapatılan RP’nin devamı olduğu gerekçesiyle dava açtı.

Dava 22 Haziran 2001’de sonuçlandı ve parti kapatıldı. Bu kez FP ikiye bölündü.

Recai Kutan ve kendisini destekleyen gelenekçiler

Saadet Partisini kurarken Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç’ın öncülüğündeki yenilikçiler de

Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurdular. Bu parti 3 Kasım 2002 seçimlerinde büyük bir başarı göstererek iktidar oldu.

1998 yılı 22 Şubat’ında Genel Başkanı olduğu Refah Partisi’nin kapanmasıyla 5 yıl siyasi

yasaklı hale gelen Erbakan 11 Mayıs 2003’te Saadet Partisine Genel Başkan seçildi.

Milli Görüş mensupları liderleri için şöyle diyorlar: ‘O bizi hiç yanıltmadı.

Eleştirilerinde ve ortaya koyduğu teşhislerinde hep yıllar sonrasını gördü, bize gösterdi ve hep haklı çıktı.

İbadet niyetiyle ülkesi ve milleti için gece gündüz çalıştı. Rakiplerini korkutan O’nun inancı, azmi, kararlılığı ve zekâsıdır.

Seksen yaşını geçtiği halde O’nun hala yirmi yaşındaki gençler gibi heyecanlı, enerji dolu ve gayretli çalışmasıdır.

Fiziki ve zihni dinçliği ve hafızasının tazeliğidir. Bu yaşta hala ilkelerinden söz etmesidir.’

40 Yıllık siyasî hayatında bütün toplantılarında yüz binlerce inançlı insan hep O’nun için

Mücahid Erbakan Milli Kahraman ve Erbakan Başbakan 

sloganlarını haykırdı ve bunun için de çalıştı ve dua ettiler


Milyonlarca insan Mücahid ve Milli Kahraman olduğuna şehadet ederken O’nun başbakan ve iktidar olmasını istedi ve bunun için gayret ettiler.

ERBAKAN’ın talimatları ile merkezi Ankara’da bulunan ESAM (Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi)’ın

düzenlediği Uluslar arası Müslüman Topluluklar Birliği her yıl Mayıs ayında İstanbul’da toplandı.

Bu toplantıların 21’incisi 27- 28 Mayıs 2012 tarihlerinde yine İstanbul’da yapıldı.

Toplantıya Ortadoğu, Afrika, Avrupa, Asya ve dünyanın değişik bölgelerindeki Müslüman topluluklardan, eski devlet başkanları,

başbakanlar, bakanlar, bilim adamları, siyasetçiler, siyasi parti liderleri, sivil toplum temsilcileri ve işadamlarının katıldı.

Toplantının konusu “İSLAM BİRLİĞİ ve YENİ BİR DÜNYA”idi. Toplantıya katılanlar konuşmalarında genellikle

İSLÂM BİRLİĞİ’nin bir an önce kurulmasını, kurum ve kuruluşlarını tamamlamasını ve sürekliliğinin gerçekleşmesini istediler.

D-8, kısaca Developing Eight (Kalkınmakta Olan 8 Ülke) anlamına gelen sekiz ülkeyi ifade eden bir uluslararası kuruluştur.

Bu sekiz ülkenin 54. Refahyol Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakanönderliğinde

1997 yılında bir araya gelerek oluşturmuş oldukları uluslararası resmî bir organizasyondur.

D-8 üyelerinin tamamı aynı zamanda İslam İşbirliği (eski İslâm Konferansı)Teşkilatının da üyeleridir.
 
Bu 8 ülke ve yaklaşık nüfusları şöyledir:

Endonezya (232 Milyon),

Malezya (26 Milyon),

Bangladeş (135 Milyon),

Pakistan (180 Milyon),

İran (67 Milyon),

Mısır (83 Milyon),

Türkiye (77 Milyon),

Nijerya (150 Milyon).
 
15 Haziran 1997 tarihinde kurulmuş olan D-8’ler, 20. yüzyılın en önemli olaylarından birisi

ve 20. yüzyılın 21. yüzyıla en kıymetli bir hediyesidir. Yine D-8’lerin kurulması baştan sona harplerle ve çatışmalarla geçen

20. Asrın sonunda, aydınlığa açılan bir kapı gibidir.
 
Dünyada artık huzur, barış ve saadetin gerçekleştirilmesi için, bir an evvel yanlışlardan vazgeçilmesi doğrulara dönülmesi

ve ‘Yeni bir Dünya’nın kurulması gerekmektedir ve D-8 hareketi bu manada bir çalışma olarak değerlendirilmelidir.
 
İşte 20. Asrın gerçekleri, yaşanan olaylar, alınması lazım gelen dersler sonundaki zorunluluk D-8’in doğuşunun gerekçesi olmuştur.
 
D-8’lerin bayrağında yer alan 6 tane yıldız D-8’lerin temel ilkelerini sembolize  etmektedir. Bu temel ilkeler şunlardır:

1.  Savaş değil  barış 
2.  Çifte standart değil adalet 
3.  Sömürü değil  adil düzen 
4.  Çatışma değil  diyalog 
5.  Üstünlük değil  eşitlik 
6.  Baskı ve tahakküm değil 

insan hakları hürriyet ve demokrasi 

 
Bu ilkelerden her biri 20. Asır boyunca hep yanlışlarda ısrar edilmesi ve bu ısrarın bir fayda vermemesi yüzünden,

artık dönülmesi gereken doğruları göstermektedir.

D-8 üyeleri, tabii kaynakları, kalabalık nüfusları ve potansiyel pazarlarından ötürü kendi bölgelerinde ve dünyada önemli konum arz etmektedirler.

22 Ekim 1996 tarihindeki ‘Kalkınmada İşbirliği Konferansı’nı izleyen bir dizi hazırlık toplantılarından sonra

15 Haziran 1997 günü İstanbul’da yapılan Devlet ve Hükümet başkanları zirvesinde D-8’in kuruluşu resmen ilan edilmiştir.
 
D-8 girişiminin başlatılmasındaki amaç, büyük bir ekonomik potansiyeli, çeşitli kaynakları,

geniş bir nüfus ve coğrafi alanı temsil eden 8 ülkenin ticari ilişkilerinde yeni fırsatlar hazırlamak ve çeşitlendirmek,

uluslararası düzeyde karar alma sürecine katılımı artırmak, daha iyi hayat şartları sağlamak,

somut ortak projeler etrafında ekonomik işbirliğini geliştirmek ve gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki durumlarını güçlendirmektir.

D-8, üye ülkelerin bölgesel ve uluslararası örgütlere üyeliklerinden kaynaklanan ikili ve çok taraflı taahhütleri üzerinde olumsuz etkisi olmayan bir forumdur.
 
D-8 grubunun zirve toplantıları, üyelerin devlet veya hükümet başkanlarının katılımıyla iki yılda bir kez düzenlenmektedir.

15 Haziran 1997’da İstanbul’da gerçekleştirilen ilk zirvede, faaliyetlerin koordinasyonu sektörlere göre üye ülkelere paylaştırılmıştır.

Bu kapsamda sanayi ve sağlık sektörleri Türkiye’ye; ticaret sektörü Mısır’a; kırsal kalkınma Bangladeş’e;

insan kaynaklarının geliştirilmesi Endonezya’ya; telekomünikasyon ve teknoloji sektörleri İran’a;

finans, bankacılık ve özelleştirme Malezya’ya; enerji sektörü Nijerya’ya ve tarım sektörü Pakistan’a verilmiştir.

D-8 Zirve Toplantıları, kararlaştırıldığı üzere günümüze dek düzenli olarak toplanmış

ve kuruluş hedeflerini takip ederek birçok önemli karara ve projeye imza atmıştır.

D-8 ülkelerinin işbirliği anlamında gerçekleştirdikleri en önemli girişimlerden biri 14 Mayıs 2006’da

Endonezya’daki 5. Zirve’de imzalanan ‘Tercihli Ticaret Anlaşması’dır.

Bu anlaşmayla belirli ürünler üzerindeki gümrük vergileri azaltılarak serbest ticaretin önündeki engellerin aşamalarla en aza indirgenmesi amaçlanmaktadır.
 
Türkiye’nin D-8 ülkeleriyle olan ticaret ilişkilerine bakıldığında en çok ihracatın Mısır ve İran ile gerçekleştiği,

ithalatın ise en çok İran ile yapıldığı görülmektedir. Kasım 2006 itibariyle

İran’a en çok ihraç edilen tekstil ürünü 88 milyon dolar ile dokumacılık ürünleri olurken,

İran’dan alınan tekstil ürünlerinin başında 13 milyon dolarla yine dokumacılık ürünleri gelir.

2005’te Mısır’a ihraç edilen ürünlerin başında % 6.3 oranla sentetik suni lifler gelir.

Mısır ve Türkiye arasında 1988 yılından itibaren imzalanan anlaşmalar ve protokoller  ışığında tekstil sektörü de

gelişmiş ve Türk tekstil firmaları Mısır’da kendi pazarlarını genişletmişlerdir.
 
D-8 Organları


Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi:

Üye devlet/hükümet başkanlarının iki yılda bir gerçekleştirdikleri toplantılardır. D-8’in en üst düzey karar alma organıdır.
 
 
Konsey:

Üye ülkelerin Dışişleri Bakanlarının katılımı ile gerçekleştirilen toplantılarıdır.
 
Komisyon:

Üye ülkelerin kıdemli uzmanlarından oluşan ve eşgüdüm çalışmalarını yürüten kurul toplantılarıdır.
 
Genel Sekreterlik:

D-8 Grubunun çalışmalarına sekretarya hizmetleri sunan ve üye ülkeler arasındaki iletişimi sağlayan

İcra Direktörlüğünü Türkiye tarafından atanan bir büyükelçi İstanbul’da bulunan merkezinden yürütmekte idi.

2006 Bali Zirvesinden sonra İcra Direktörlüğünün statüsü

Genel Sekreterliğe çevrilerek dönem başkanı Endonezya tarafından atama yapıldı.

Genel Sekreterliği Endonezyalı bürokratlardan Dipo Alam yürütmektedir.
 
                                        D-8’LERİN ÖZELLİKLERİ
 
Yukarıda belirtilen ilkelerin gerçekleşebilmesi için D-8’lerin aşağıdaki özellikleri büyük önemi taşımaktadır.
 
1- D-8’ler en yüksek seviyede küresel bir kuruluştur.
 
Bugün yeryüzünde 197 ülke bulunuyor. Bunların toplam nüfusu 6 milyar civarındadır.

Bu 197 ülkenin içinde takriben 30 kadarı kalkınmış ülke olup nüfusları takriben 1 milyar civarındadır.

Bunlar kendi işbirliklerini geliştirmek ve yeryüzündeki etkinliklerini arttırmak için G-7’leri yani (gelişmiş ülkeler organizasyonunu) kurmuşlardır.

Bu G-7’ler (şimdi onlar da G-8 oldular) zaman zaman bakanlar, her yıl da devlet başkanları toplantılarıyla faaliyetlerini

sürdürmektedirler.
 
Bunların dışında kalan 160 kadar gelişmekte olan ve nüfusları 5 milyarı aşan ülke ise böyle bir teşkilata sahip değildirler.
 
İşte D-8’ler G-8’lere paralel olarak ve fakat gelişmekte olan ülkelerin kurdukları en yüksek seviyede küresel bir dünya kuruluşudur.
 
2- D-8’ler G-8’lerle çatışmak için değil, tam tersine yeni ve adil bir dünyayı birlikte kurmak için teşekkül etmiştir.
 
G-8’lerle kendi aralarında işbirliği ile dünya üzerindeki etkinliklerini arttırmayı hedeflemektedirler.

Halbuki D-8’ler, yukarıda belirtilen temel ilkeleri sadece kendileri için değil bütün insanlık için benimsemişler,

bunun için de kuruluşlarından bir yıl sonra G-8’lerle birlikte bir masa etrafında

Yeni Bir Dünya’nın kurulması için toplanılmasını programlarına almışlar ve bu çalışma hedefine 2. Yalta Konferansı tanımlamasını yapmışlardır.
 
Bilindiği gibi 2. Dünya Harbinden sonra 1. Yalta Konferansı ile dünya şekillendirildi.

Ancak bu şekillendirme doğrular üzerine dayanmadığı için soğuk harplerden başka bir sonuç vermedi.

Şimdi D-8 projesinde öngörülen bir hedef de 2. Yalta Konferansı ile ve 20. Asırdaki yanlışlardan alınacak derslerle

Yeni bir Dünyanın G-8’lerle beraber doğrulara dayandırılarak kurulmasını sağlamak,

D-8’lerin 6 ilkesini dünyadaki herkes ve her toplum için uygulamak ve beklenen saadet dünyasının kurulmasını temin etmektir.
 
3- D-8’ler bütün gelişmekte olan ülkeleri kucaklamak ve aynı zamanda süratle karar alabilen dinamik bir yapıya sahip olmak üzere kurulmuştur.
 
Gelişmekte olan ve nüfuslarının toplamı 5 milyarı bulan 160 ülkenin hepsi ile bir araya gelerek adeta

yeni bir Birleşmiş Milletler gibi bir düzenleme ile dinamik bir çalışma yapmak pratikte mümkün değildir.
 
Nitekim yine gelişmekte olan ülkelerden oluşan Afrika Birliği, Arap Birliği, Uzakdoğu Asya Birliği,

Güney ve Orta Amerika Birliği gibi bazı kuruluşlar bazı faydalı hizmetlerde bulunmalarına rağmen,

istenen dinamizm ile çalışamamakta ve G-8’lere paralel hiçbir gelişme gösterememektedirler.
 
İşte D-8’ler bir yandan bütün gelişmekte olan ülkeleri kucaklamak, diğer yandan da dinamik bir çalışma imkânına sahip olabilmek için önce 8 ülkenin katılımıyla yola çıkmışlardır.
 
4- D-8’ler, üye ülkelerin iç işlerine karışmamak ve her birinin bölgesel anlaşmalarındaki

taahhüt ve haklarına halel getirmemek temel prensibi ile kurulmuştur.
 
Evrensel bir kuruş olan D-8’lerin gelişip güçlenebilmesi için birbirlerinin iş işlerine karışmaması ilke edinildiği gibi,

her birisinin katıldığı bölgesel kuruluşlarla ilişkilerine de saygı göstermek, lüzumsuz problemlerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermemek gerekli görülmüştür.
 
5- D-8’ler gelişmekte olan bütün ülkelerin birlikte ve hızlı kalkınmalarını,

uluslar arası münasebetleri tanzim eden mekanizmalara katılım güçlerinin artırılması

ve dünya ekonomisindeki etkinliklerinin güçlendirilmesi ve halklarının daha iyi bir yaşam standardına sahip olmasını sağlamak amacıyla kurulmuştur.
 
D-8’ler işbirliği ve elbirliği yaptıkları takdirde çok büyük atılım potansiyeline sahiptirler.

Bu büyük potansiyeli kendi üyeleri ve bütün insanlık için geliştirmek D-8’lerin bir diğer kuruluş amacıdır.
 
D-8’ler kurulur kurulmaz bütün üye ülkelerin dinamiklerini harekete geçirerek faydalı projeleri süratle gerçekleştirmek üzere kurulmuştur.
 
Hedefleri açısından laf değil iş üretmeyi benimseyen

D-8’ler daha kuruluşları sırasında hangi sahalarda hangi konulara öncelik vereceklerini uzmanlarıyla araştırmalar yaparak olgunlaştırmışlar,

her bir ülkenin hangi konuda yürütücü olacağı,

hangi projelerin gerçekleşmesine öncülük yapacağı plan ve programa
bağlanmıştır.
 
Bu planlama sırasında Türkiye’ye sanayi sahasında atılım yapacak projelerin öncülüğü görevi verilmiştir.
 
Bütün ülkeler gibi Türkiye de D-8 projelerine heyecanla sarılmış 54. T.C. Hükümeti döneminde bu sahada büyük adımlar atılmıştır.
 
Bütün D-8’ler için büyük önem taşıyan zirai ilaçlama uçaklarının üretimi projesi,

54. Hükümet döneminde başarıyla sonuçlandırılan projelerden birisi olmuştur.
 
D-8 ülkelerinin hedef olarak belirlediği bütün projeler üye ülkelerinin kalkınmasına öncülük edecek niteliktedir.

Bunların biran evvel gerçekleştirilmesi D-8 hedefleri bakımından gerek o ülke halkı ve gerekse insanlık için çok büyük önem taşımaktadır. 
 
Gelişmekte Olan 8 Ülke (D-8) Ekonomik İşbirliği Örgütü Genel Sekreteri Seyid Ali Muhammed Musavi, 5 Şubat 2014’te geldiği Türkiye’de,

‘Türkiye'nin D-8'deki rolü çok büyük, çünkü organizasyonun 'babası'. Hal-i hazırda organizasyona katkılarından yararlanıyoruz

fakat yine de Türkiye'den çok şey bekliyoruz’demiştir.
 
Gelişmekte olan İslam ülkeleri için D-8'in önemine değinen Musavi,

bu yıl düzenlenecek zirveyle Türkiye'nin yeniden dönem başkanı olacağını söyledi.

Örgütün çalışma alanlarında değişiklikler yapmak istediklerine dikkati çeken Musavi, D-8'in bölgesel değil küresel bir girişim olduğunu vurguladı.
 
Örgütün kurulduğu 1997 yılında üye ülkelerin toplam ticaret hacminin 20 milyar dolar olduğunu bildirenMusavî,

‘Günümüzde bu rakam 150 milyar dolara ulaştı. Fakat en önemli hedefimiz, 2018'de 500 milyar dolarlık hedefe ulaşmak.

Ben de bu yüzden buradayım. Türkiye'deki bakanlarla ve

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile D-8 bünyesindeki ticareti geliştirmek için görüştüm’diye konuştu.
 
"Türkiye'nin D-8'deki rolü çok büyük, çünkü organizasyonun 'babası'. Halihazırda organizasyona katkılarından yararlanıyoruz

fakat yine de Türkiye'den çok şey bekliyoruz. Bu sene, D-8'in dokuzuncu zirvesinden önce

Türkiye'de ticaret, turizm, enerji, ulaşım ve tarım alanlarında bakanlar düzeyinde bir toplantı yapmayı düşünüyoruz.

Zirvenin de Türkiye'de gerçekleştirilecek olması beklentilerimizi artırıyor. Tabii ki zirveden önce,

yine komisyon üyelerinin ve dışişleri bakanlarının katıldığı konsey toplantıları da olacak.

Zirvenin önemi açısından çok verimli geçeceğini umuyorum.’ Demiştir.
 
D-8 Kalkınmakta olan Sekiz Devlet kuruluşu, bütün müktesebatı ile kurulacak

İslâm Birliği içinde yer alarak konusu ilgili aynı görev ve fonksiyonu daha etkili bir şekilde yerine getirmeli


http://www.fatih-alparslan34.tr.gg



DEVELOPİNG EİGHT 


D-8 PROJECTION 








 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol