Selamün aleyküm müslüman kardeşlerim
ben bu yazımda sizlerle biraz dertleşmek istiyorum
Amacım kimseyi veya kimseleri suçlamak değildir
ve ben Konya şehrinide çok severim
Konyalı kardeşlerimizide her zaman sevmişimdir
kardeşlerim ben geçen günlerde bir kaç günlüğüne
iki arkadaşımla birlikte Konyaya gittim
Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerini
Şemsi-i Tebrizi hazretlerini ziyaret ettik
ve şehirde dolaştık ve arkadaşımın birisinin
Konyadaki tanıdığı kardeşimizin daha önce
kebap salonu olarak işlettiği
ama şimdi internet Cafe olan yerdede bazı saatlerimiz geçti
ve burada gençlerle sohbet etme imkanımızda oldu
ve neticede sizlere aktaracağım konularda
bu gençlerle sohbetimizden daha önce ve sonra
hem bu İnternet cafede gördüğüm gençlerin
hemde Konyada genel olarak camilerde tramwayda
veya lokanta gibi yerler ile sokak ve caddelerde dolaşırken
gördüğüm insan manzaralarıyla
ve bunun sanal alem ve sohbet chat ile ilgili kısmının
bir kısa özeti olarak sizlere aktaracağım kardeşlerim
Değerli müslüman kardeşlerim
aslında hepinizin bildiği gibi Konya şehri
Anadolumuzun ortasında yer alan
Mevlananın manevi ikliminin yeşerdiği
ve buna paralel islamı özümsemiş insanlarında yaşadığı
bir belde olarak bilinir
ve ben daha önceleri hep yaz aylarında Konyaya gitmiştim
bu sefer Kış ayında iki arkadaşla birlikte gitmek nasip oldu
ben çok önceleride Konyaya gitmiştim ama o dönemde yaz ayıydı
ve demekki şehirde liseli veya üniversite öğrencileri
o kadar yoğun değildi ve onların toplum içindeki harekertlerinede
demekki ben pek fazla şahit olamamıştım
ve aslında daha önceleri ben Konyanın
daha çok tarihi ve dini yerlerini gezmiştim
ama Konyanın insanınıda ve özellikle gençliğinide
bu kadar fazla yakından gözlemleyememiştim
ve bu gezintimde şehirde sanki bazı şeyler bana
eskisine göre daha değişmiş gibi geldi
Konyada sokak ve caddelerdeki içki satılan yerlerdede
bir artış vardı sanki
bu benim dikkatimi çekti ve en son iki gelişimdede
ramazan ayı içersinde olduğu için daha önceleri
bunca içki satışı için açılmış yerlerde zaten belkide vardı
ancak ben ramazanda geldiğim için belki göremediğim için
şimdi bana garip geliyorda olabilirdi
bilmiyorum ama bu içki satılan yerlerin çok olması
maneviyatında az olmasına sebeptir diye düşünüyorum
ama kesinlikle biliyorumki Konya maneviyat güçlü bir şehirdir
artık Allah bilir doğrusunu biz bilemeyiz
o yüzdende bana böyle garip gelmişte olabilir diye düşünüyorum
Bu kış ayıda aslında her ay gibi Allahın güzel aylarındandır ama
ben yinede bu kış ayında Konyada gördüklerimi
keşke görmemiş olsaydım diye düşünüyorum
Konyada bu üniversite gençliğinin aslında konyaya ilim ve medeniyet
getirdiğini düşünüyordum ama bu düşüncem biraz örselendi
ve üniversite öğrencileriyle konuştuğumuzdada matematik ve fizikle
belki ilgili olduklarını onuda okulu bitirmek için ilgili olduklarını
yada magazinsel ve attüalitesel veya siyasi konularla ilgili
olduklarını gördüm
ancak ne yazıkki genel olarak ahlak ve din ile zerre kadar ilgilerinin
ve bilgilerinin olmadıklarını gördüm
ve bundada gençlerin aslında suçu yok diye düşünüyordum
bu belki genel olarak eğitim sistemindeki din öğretileri eksikliğindendir
diye düşünüyordum
ancak bir kaç kere üst üste Konyada
Mevlana Celaledin-i Rumi Hazretlerinin arka sokağında
farklı zamanlarda bir kaç kere üst üste
öğrencileri ve gençleri öpüşürken gördüğümde
sanırım artık bunun dini bir konu değil
ahlaki bir konu olduğunu düşünmeye başladım
ve Konyanın o eski dindar ve muhafazakar hali yoktu sanki
ve sanki bu Konya şehri Amerikanın Texas eyaleti
ve kovboylar yakaladıkları kızları öpüyordu sanki
böyler manzaraları biz istanbuldaki okullarda bile görmeyeli
bayağı zaman oldu ve istanbulda böyle manzaralar olsa bile
ondan bin kat fazlada müslüman gençlik vardır istanbulda
ama Konyadada ben bu müslüman gençliğide
ve bu genel olarak manevi ahlakıda
ben her zaman Konyadaki gençlerde
yada Konyalılarda genel olarak hep görmek istiyorum açıkcası
ve bu gördüklerimizin birer istisna olduğunu düşünüyorum
ve genel olarak Konyanın maneviyatı yüksek bir yer
olduğunu düşünüyorum
Konya ile İstanbul aslında kıyaslanamaz
İstanbulda sadece Anadolu halkı yok yabancılarda var
Ermeniside var Rumuda var Amerikalısıda var Almanıda var
ve onların hiç birisi genelde bu tür hareketler yapmıyor
ve yapsada yadırganmaz çünkü yabancıdır diye düşünülür
ama Konya Anadolu toprağıdır islam diyarıdır
Ünivetsiteleri ile Bilim ve teknoloji üssü olup
Uçak ve otomobil üretileceğine yada Uzay çaılşmaları yapılacağına Üniversiteliler öpüşmek için Konyada iseler
bu gençliğin suçu değil onları eğiten sistemin suçudur diye düşünüyorum
ben her zaman Konyayı çok severim ve bu tür manzaralar hiç yakışmıyor ancak Konyada ne müslüman evlatları vardır
ne masum ve islamın şuuruna sahip pırlanta gibi gençlerde vardır
bunuda çok iyi biliyorum
belki yinede Konyada hep ahlaklı gençler daha fazla olacak
inşallah diyede düşünüyorum
bizim dinimiz ve maneviyatımızla sevdiğimiz güzelim Konya şehri
ve Allah c.c dostu islam güneşi Mevlana Celalleddin-i Rumi Hazretleri
ile Texas eyaleti ve gördüğüm bu öpüşme manzaraları
ve bu manzaraları gayet doğalmış gibi seyreden bir Konya halkı
aynı silüette bence pek uyuşmadı kardeşlerim
bu Konyanın tarihten gelen asilliğine
ve Mevlana ile gelen manevi iklimine hiç yakışmadı sanırım
ve İnternet cafede görüştüğümüz gençlerin internette girdikleri
dini veya din dışı sohbet chat sitelerinde
neler yazdıklarınıda gördükten sonra
artık kesinlikle bu konuların dini bir konu değil
ahlaki bir konu olduğunu düşünmeye başladım
ve arkadaşımızın İnternet Cafesinde
üniversiteli bir kız ile yanyana oturup
internet arama motorunda bazı chat sitelerine giren
bir lise son sınıftaki öğrenci ve türbanlı bir genç kızın
bizlere anlattıkları
gerçekten çok üzücüydü
kendisine buradaki
bazı üniversiteli gençleri örnek aldığını
ve üniversitede okumadığı için bu üniversitelilerin
örnek aldığı şekildeki yaşayışlarını kendisinin
nasıl yaşayabileceğini düşündüğünü
ve internet cafelere takıldığını
ve sanal alem ve bu sohbet chat sitesinde
tanıştığı erkekler yüzünden hatalar yaptığını
ve malesef bekaretini kaybettiğini
ve artık hayatınında bir anlamı olmadığını
ve günübirlik yaşadığını ve bir meslek sahibi olup
para kazanıp hayata atılacağını ama asla ve asla evlenemeyeceğini
ve bekaretede dinede artık inanmadığını ve isyan ettiğini açıklayan
bu türbanlı ve henüz lise son sınıfta olan bu genç kızın
açıklamalarıyla yıkıldık alsında
ve İnternet cafe sahibininde bizlere açıkladığı gibi
burada yani Konyada bu tür şeylerin artık
malesef istisnaide olsa var olduğunu
ve gençlerin bu durumu bir yana Konyanın insanınında
nüfusa göre alkol tüketiminde birinci olduğunu söylemesiyle
artık kesinlikle konunun din ile değil
ahlak ile ilgili olduğunu düşünüyorum ve şaşırdım gerçekten
Peygamberimiz bir hadis-i şerifinde " ben güzel ahlakı
tamamlamak üzere gönderildim " buyuruyorsa
ahlakın olmadığı yerde zaten dinin olmasının
mümkün olamayacağınıda düşünüyorum
konuya farklı bir yerden yeniden bakalım
hepiniz bilirsiniz alsında Konyada kebapçılarda
Kebapçıların virtinlerinde hepimizin bildiği
İskender kebap yazısının Konyaya üniversite öğrencileri
gelmeye başladıktan sonra kesinlikle kullanılmadığını biliyordum
ve İskender kebap ismini alexander olarak varlığınında
Üniversiteye sebep olduğunu düşünüyordum
fakat benim için bu iskenderin Alexander olması pek önemli değildi
yani ne olacak diyordum iskender denilse ne olacak
Alexander denilse ne olacak diye düşünüyordum
ama Konyayı iyi bilen arkadaşlarımlada istişare ettiğimizde
ve gördüğümüz manzalarlarla birlikte şunu söyleyebilirizki
Konyaya bu üniversite gençliği belki bilim ve kültürü
yada medeniyeti veya ekonomik ve sosyal olarak
Konyayıda geliştirmiş olsada
bugün Anne ve Baba olan daha önceki
Konyanın gençliğininde
ahlaksızlaşmasına zemin hazırlamıştır
diye düşünüyoruz
belki mutlaka çok daha farklı sebepler ve istisnalar vardır
ama üniversite gençliğininde
örnek teşkil ederek gençlerin üzerinde mutlaka bir etkisi vardır diye düşünüyoruz
aslında bizim gördüklerimiz Konyanın insanı veya gençliğinin
ahlaksızlığın pençesinde olduğunu tesbite yetmez
ve gördüklerimizi istisnadır ve elbette geneli
kesinlikle kapsamaz
ve birkaç öğrencinin davranışı asla tüm
üniversite camiasınada asla maledilemez
ancak Konyanın gençliği ile ilgilenilmezse
ve sanal alemdeki ahlaksızlık bu şekilde devam ederse
ve Konyadaki o eski tarihi kültürel ve müslümanlara
ve islama yakışan o eski ahlaklı Konya halkı ve gençliği
yapısı yeniden oluşturulamazsa
bu sanal alemde ve sohbet chat sitelerinde tanıştığı
erkekler yüzünden bekaretini kaybeden bu genç kız gibi
bir çok genç kız malesef bu durumlara düşebilir
bana göre aslında Konyanın insanı ve gençliği
kesinlikle bu kadarda ahlaksız değil ve olamazda
ancak Konyada gençler bu üniversite öğrencilerini kendilerine örnek alıyor ve Batının sistemi ve asimilasyonu ile
Türk-İslam gençliği işte böyle örneklerle kendi manevi çizgisinden uzaklaşıyor
ve sanal alemdeki ahlaksızlık her zaman artıyor azalmıyor
ve işin farklı bir boyutuda şudur
bu sanal alemdeki sohbet chat olayı dinimizin emri değil
Batı toplumunun bize dayattığı bir sistemin ve asilimasyonun sonucudur
Batı toplumu reel yaşamda belki cınsellığı rahat ve özgürce yaşayan
bu yüzdende sanalda cınsellik ön planda olmayan bir toplumdur
ama batı toplumu reelde yaşanan cınselliğide
artık o kadar fazlada eskisi gibi savunan bir toplum halinde değildir
ve bir sinema filmine oskar ödülü verirken
lk etapta ona kaybettiği değerleri geri veren sinema filmlerine yöneliyor
TİTANİC filminde sevgi ve merhamet ön plandaydı ve belki biraz aşk
ancak kesinlikle cınsellik yoktu TİTANİC filiminde
Batı toplumu artık arayış içindedir ve islamı er yada geç bulacaktır
bizim gençlerimiz ise sanal alemde ve sohbet chat sitelerinde
cınsellikle ilgilenmektedirler
ve dini sohbet chat sitelerinde bile her türlü cınsellik mecvuttur
ve aslında dini sohbet chat sitelerinde dinden bahsetmenin
hiç bir anlamı yoktur
çünkü dini konular sadece kız-erkek sohbetinin devamı için bir malzemedir
başka hiç bir işe yaramamaktadır
sebebide şudur Ahlak asimile olmuştur
ve bu asimile olan ahlak temelinin üstünde
DİN binası artık varlığını sürdürememektedir yıkılmaya mahkumdur
reel yaşamdada nasılki Konyadaki bu genç kızın
üniversitelileri kendine örnek alıp
sanal alemdeki sohbet chat sitelerindeki erkeklerle
reel yaşamda görüşerek
bekaretini kaybettiğini ifade ediyorsa eğer
bu toplumda ahlaki değerler çökmüş demektir
ve aslında sanal alemde dini anlatabilmek için
yada dinden bahsederek islami tebliğde başarıya ulaşabilmek için
önce ahlaklı olmak ve ahlaklı bir temel oluşturmak
ve o ahlak temelinin üstünede DİN binasını inşa etmek lazımdır
yoksa sanal alemde ne kadar dinden bahsedilirse bahsedilsin
ahlak temeli yoksa din bu bozuk temelin üstünde inşa edilerek
islami tebliğde asla başarılı olunamaz
önce ahlak lazımdır tıpkı camiyi sonra değirmeni önce yaptıkları gibi
önce insanların ruhunu doyurmak gereklidir
Batı toplumunun her türlü açlığı
kendi yöntemlerince doyurulmakradır
fakat bizim müslüman toplumumuzun açlıkları
batılıların yöntemleri ve sistemleri
ile doyurulamaz
Mevlananın arka sokaklarında öpüşerek
veya bekaret kaybederek müslümanlar
nefslerini doyuramazlar
bu bizim dinimizde yeri olmayan
şekillerdir
bizler müslümanız ve nefsi açlıklar ve istekler
cınsellik gibi ihtiyaçlar ya evlilik gibi helal yollarla
yada oruçla yani manevi oruçla teskin gereklidir
nefsi tesviye ve tasfiye gereklidir
nefsin istekleri arzuları asla bitip tükenmez
ve nefsine boyun eğer
ve nefsiyle savaşamayan
ahlaklıda olamaz dininide yaşayamaz
ancak herşeyden önce yinede ahlak gereklidir
ahlaki temel yoksa eğer zaten dinde olmaz
ahlak temeli yoksa eğer
DİN binası temeli çürük bir yapının yıkılması gibi elbet yıkılacaktır ve gençler sanal alemde günah ve haram içinde
bataklıktaki çırpınan martı gibi çırpındıkça daha derine gömülecektir
ve gençlerin sanal alemde bu kadar fazla cınselliğe
zaman ayırmasının asıl sebebide işte bu ahlaki temelin olmayışıdır
ve olmayan ahlaki temelin üstüne siz ne kadarda dini yapı oluştursanız oluşturun başaralı olunamayacaktır
ahlakın olmadığı yerde din zaten olamaz
din olmayıncada nesf ile savaşılamaz
ancak kişi müslüman olmasada ahlaklysa eğer
ileride müslüman olması olasılığı vardır
Peygamberimiz Hz.Muhammed s.a.v Efendimiz
" ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim " buyurmaktadır
o halde güzel ahlak nedir bu konuda aşağıdaki alıntıyı sizin
için yazıyorum Allaha emanet olun selamün aleyküm
SANAL ALEM - SANAL ALEM VE KONYA - TITANIC VE AHLAK
İyi müslüman olmak için güzel ahlaklı olmak gerektiğini bildirdiniz. Güzel ahlaka nasıl sahip olunur?
Evet iyi bir müslüman olmak için güzel ahlaka sahip olmak, kötü ahlaktan uzak durmak gerekir. Ancak bununla dünya ve ahiret saadeti elde edilir.
Güzel ahlak, ilim ve edep öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde edilir. Kötü ahlak da bunun tersidir. Yani cahil kalmak, edepsiz olmak, kötü insanlarla arkadaşlık etmekten hasıl olur. Cenab-ı Hak, Peygamber efendimizi överken (Gerçekte sen büyük bir ahlak üzeresin) buyuruyor. (Kalem 4)
İyi insan, iyi ahlaklı insan demektir. Dinimiz iyi huylar edinmemizi, kötü huylardan kaçınmamızı emretmektedir.
Güzel ahlaka sahip kimselere gıpta etmek, onlar gibi olmaya gayret etmek gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Nimete kavuşmuş olanlardan, tevazu gösterene ve kendini hep kusurlu bilene, helalden kazanıp, hayırlı yerde sarf edene, fıkıh bilgileri ile hikmeti [tasavvufu] birleştirene, helale harama dikkat edene, fakirlere acıyana, işlerini Allah rızası için yapana, huyu güzel olana, kimseye kötülük yapmayana, ilmi ile amel edene ve malının fazlasını dağıtıp, lafının fazlasını saklayana müjdeler olsun.) [Taberani]
Güzel sözler Ahlak hakkında İslam âlimleri buyuruyor ki:
"Kötü ahlaklı, parçalanmış testiye benzer. Ne yamanır, ne de eskisi gibi çamur olur."
"Her binanın bir temeli vardır. İslam’ın temeli de güzel ahlaktır."
"Kötü ahlak, öyle bir fenalıktır ki, onunla yapılan birçok iyilikler fayda vermez. Güzel ahlak, öyle bir iyiliktir ki, onunla yapılan günahlar bile affa uğrar."
"Yükselen bütün insanlar ancak güzel ahlakları sayesinde yükselmişlerdir."
"Güzel ahlak güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir."
"Güzel ahlak, kimseyle çekişmemek ve kimseyi çekiştirmemektir."
"Güzel ahlak, eziyet vermemek ve meşakkatlere katlanmaktır."
"Güzel ahlak, genişlikte ve darlıkta insanları razı etmeye çalışmak demektir."
"Güzel ahlak, Allah’tan razı olmak demektir. Yani hayrı ve şerri Allah’tan bilmek, nimetlere şükür, belalara sabretmektir."
"Güzel ahlakın en azı, meşakkatlere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır."
"Güzel ahlak, haramlardan kaçıp helali aramak, diğer insanlarla olduğu gibi aile efradıyla da iyi geçinip onların maişetlerini temin etmektir."
"Güzel ahlak, Yaratanı düşünerek, yaratılanları hoş görmek, onların eziyetlerine sabretmektir."
Bir müslümana çatık kaşla bakmak haramdır. Güler yüzlü olmayan kimse mümin sıfatlı değildir. Herkese karşı güler yüzlü olmalıdır.
Hadis-i şerifte, Allah’a ve ahiret gününe iman edenin, misafirine ve komşusuna ikram etmesi, ya hayır söylemesi veya susması emredilmiştir. (Buhari)
Başkasının kötü ahlakından şikayet eden kimsenin kendisi kötü ahlaklıdır. Başkalarının kötülüklerinden bahsediyorsak, bu kendimizin kötü olduğunun alametidir. Güzel ahlak, eziyetleri sineye çekmektir.
Güzel ahlaklı olmanın alameti şunlardır İnsaflı olmak, arkadaşlarının hatasını görmemek, hüsnü zan etmek, suizandan [kötü zandan] kaçınmak, arkadaşlarının eziyetlerine göğüs germek, onlardan şikayetçi olmamak, hep kendi ayıp ve kusurlarıyla meşgul olmak, kendi nefsini kınamak, güler yüzlü olup, herkesle yumuşak konuşmaktır.
Güzel ahlaklı kimse, edeplidir az konuşur, hatası azdır, gıybet etmez, Allah için sever, Allah için buğzeder, emanete riayet eder, komşu ve arkadaşını korur. Bütün hasletlerin başı ise hayadır.
Hazret-i Hızır buyurdu ki:
(Güler yüzlü ol, hiddetlenme! Hep faydalı iş yap, az da olsa zararlı iş yapma! Lüzumsuz dolaşma, boş yere gülme, hiç kimseyi kusurundan dolayı ayıplama, günahların için ağla!)
Büyüklerden Ebu Osman El-Hayri’yi ziyafete davet ettiler. Davet yerine vardığı zaman kendine (Kusura bakma, çok insan geldi seni kabul edemeyeceğiz) dediler. Az gidince tekrar çağırdılar. Gelince tekrar, kabul edemeyeceklerini bildirdiler. Böyle birkaç defa çağırıp geri döndürdükten sonra (Biz seni denemek için bunu yaptık. Gerçekten güzel ahlaklıymışsın) dediler. Cevabında buyurdu ki: (Bu ahlak o kadar güzel midir? Bir köpeği de çağırsanız gelir, kovsanız gider.)
Ahlakı güzelleştirmek Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır.) [Hakim]
(Ya Rabbi senden, sıhhat, afiyet ve güzel ahlak dilerim.) [Harâiti]
(Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.) [Beyheki]
(Güzel ahlak, büyük günahları, suyun kirleri temizlemesi gibi temizler. Kötü ahlak ise, salih amelleri, sirkenin balı bozduğu gibi bozar.) [İ. Hibban]
(Allahü teâlâ indinde kötü ahlaktan büyük günah yoktur. Çünkü, kötü ahlaklı bir günahtan tevbe edip kurtulursa, bir başka günaha düşer. Hiçbir vakit günahtan kurtulamaz.) [İsfehani]
(Bir kimse tevbe ederse, tevbesini Allahü teâlâ kabul eder. Kötü ahlaklı kimsenin tevbesi makbul olmaz. Zira bir günahtan tevbe ederse kötü ahlakı sebebiyle, daha büyük günah işler.) [Taberani]
(Güzel ahlak, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek, sana zulmedeni affetmektir.) [Beyheki]
(Din, güzel ahlaktır.) [Deylemi]
(Müminlerin iman yönünden en faziletlisi ahlakça en iyi olanıdır.) [Tirmizi]
(Şüphesiz güzel ahlak, güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir.) [Harâiti]
(Bir müslüman güzel ahlakı sayesinde, gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadet eden kimselerin derecesine kavuşur.) [İ. Ahmed]
(Bir insan az ibadet etse de, güzel ahlakı sayesinde en yüksek dereceye kavuşur.) [Taberani]
(Yumuşak davran! Sertlikten sakın! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir.) [Müslim]
(Yumuşak davranmayan, hayır yapmamış olur.) [Müslim]
(En çok sevdiğim kimse, huyu en güzel olandır.) [Buhari]
(Yumuşak olan kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.) [Tirmizi]
(Yumuşak olanlar ve kolaylık gösterenler, hayvanın yularını tutan kimse gibidir. Durdurmak isterse hayvan ona uyar. Taşın üzerine sürmek isterse hayvan oraya koşar.) [Ebu Davud]
(Cennete götüren sebeplerin başlıcası, Allahü teâlâdan korkmak ve iyi huylu olmaktır. Cehenneme götüren sebeplerin başlıcası da, dünya nimetlerinden ayrılınca üzülmek, bu nimetlere kavuşunca sevinmek, azgınlık yapmaktır.) [Tirmizi]
(İmanı en kuvvetli kişi, ahlakı en güzel ve hanımına en yumuşak olandır.) [Tirmizi]
(İnsan, güzel huyu ile, Cennetin en üstün derecelerine kavuşur. [Nafile] İbadetlerle bu derecelere kavuşamaz. Kötü huy, insanı Cehennemin en aşağısına sürükler.) [Taberani]
(İbadetlerin en kolayı, az konuşmak ve iyi huylu olmaktır.) [İbni Ebiddünya]
(Şu üç şey bulunan kimsenin imanı kâmildir: Herkesle iyi geçinen güzel ahlak, kendini haramlardan alıkoyan vera, cehlini örten hilm.) [Nesai]
(Dünyada veya ahirette özür dilemek zorunda kalacağın söz ve hareketten uzak durmaya çalış!) [Hakim]
(Söz veriyorum ki, münakaşa etmeyen, haklı olsa da, dili ile kimseyi incitmeyen, şaka ile veya yanındakileri güldürmek için, yalan söylemeyen, iyi huylu olan müslüman Cennete girecektir.) [Tirmizi] (Allahü teâlâ buyuruyor ki: “Size gönderdiğim İslam dininden razıyım, [bu dini kabul edip, bu dinin emir ve yasaklarına riayet edenlerden razı olur, onları severim.] Bu dinin tamam olması, ancak cömertlikle ve iyi huylu olmakla olur. Dininizin tamam olduğunu her gün, bu ikisi ile belli ediniz!) [Taberani]
(Sıcak su buzu erittiği gibi, iyi huylu olmak, günahları eritir, yok eder. Sirke balı bozup yenilmez hâle soktuğu gibi, kötü huylu olmak, ibadetleri bozup yok eder.) [Taberani]
(Hak teâlâ yumuşak huyluya yardım eder, sert ve öfkeliye yardım etmez.) [Taberani]
(Yumuşak olan, kızmayan müslümanın Cehenneme girmesi haramdır.) [Tirmizi]
(Yavaş, yumuşak davranmak, Allahü teâlânın kuluna verdiği büyük bir ihsandır. Aceleci olmak, şeytanın yoludur. Allahü teâlânın sevdiği şey, yumuşak ve ağırbaşlı olmaktır.) [E.Ya’la]
(Kişi, yumuşaklığı, tatlı dili ile, gündüzleri oruç tutanın ve geceleri namaz kılanın derecesine kavuşur.) [İ. Hibban]
(Kızınca, öfkesini yenerek yumuşak davrananı Allahü teâlâ sever.) [İsfehani]
Bir kimse Resulullah efendimizden nasihat istedi, (Kızma, sinirlenme) buyurdu. Birkaç kere sordu, hepsine de (Kızma, sinirlenme) buyurdu. (Buhari)
Sual: İyi insan olmak için ne yapmak gerekir? CEVAP İyi insan olmak için kâmil yani olgun müslüman olmak gerekir. Zaten müslüman, iyi insan demektir.
Allah indinde mümin çok kıymetlidir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Müminler, öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalbleri titrer, Allah’ın âyetleri okununca, imanları kuvvetlenir ve yalnız Rablerine dayanıp güvenirler, namazı doğru kılar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden [Allah’ın razı olduğu yerlere] harcarlar.) [Enfal 2-3]
(Müminler, muhakkak kurtuluşa ermiştir. Namazlarını huşu içinde kılar, boş ve lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve ahidlerine riayet ederler.) [Müminun 1-8]
(Onlar, Allah’ın ahdini yerine getirir, verdikleri sözü bozmaz, Rablerinin rızasını isteyip sabreder ve kötülüğü iyilikle savarlar.) [Rad 20-22]
([Nüminler] büyük günahlardan ve hayasızlıktan sakınır, öfkelendikleri zaman da kusurları bağışlar ve işlerini aralarında istişare ederler.) [Şura 37,38]
(İnanıp hayırlı iş işleyen [mümin]lerin kötülüklerini, and olsun, örteriz, onları yaptıklarının en güzeli ile mükafatlandırırız.) [Ankebut 7]
(Allah onların [müminlerin] kötülüklerini örter, onlara işledikleri şeylerin en güzellerinin karşılığını verir.) [Zümer 35]
(Allah, inanıp emirlerini yapan müminlere mağfiret ve büyük ecir vaad etmiştir.) [Feth 29]
(Elbette müminler kardeştir.) [Hucurat 10]
Müminlerle ilgili hadis-i şeriflerden bazıları da şöyle: (Müslüman, elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir.) [Buhari]
(Mümin akıllı, basiretli, uyanıktır. Her işte Allah’ın rızasını gözetir. Acele etmez, ilim sahibidir, haramlardan kaçar.) [Deylemi]
(Mümin, koku satan kimse gibidir. Yanında otursan için açılır. Onunla gezsen veya ortak iş yapsan faydasını görürsün. Onun her işi faydalıdır.) [Taberani]
(Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olup onun tedavisi ile meşgul olunduğu gibi, müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşmalıdır.) [Buhari]
(Mümin ülfet eder [iyi geçinir], ülfet etmeyen ve ülfet edilmeyende hayır yoktur.) [Beyheki]
(Müminin yanına giren, güzel bir bahçeye girmiş gibi ferahlık duyar.) [Deylemi]
(Mümin lanet etmez, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayasız olmaz.) [Hakim]
(Mümin arıya benzer; konduğu dalı kırmaz, oraya zarar vermez. Toplayıp bıraktığı eseri de güzeldir.) [Beyheki]
(Mümin, yumuşaktır, hafiftir. Munis bir deve gibi boyun eğer, "Ih" denince, yer sert olsa da çöker.) [Beyheki]
(Mümin sert değildir. Yumuşaklığından dolayı ahmak zannedilir.) [Deylemi]
(Mümin geçim ehlidir. Arkadaşına rahatlık verir. Münafık ise geçimsizdir, arkadaşına sıkıntı verir.) [Dare Kutni]
(Halkın elindekine göz dikmemek, müminin alametlerindendir.) [Dare Kutni]
(Komşusu kötülüğünden emin olmayan, mümin olamaz.) [Buhari]
(Çevrendekilerle güzel komşuluk et ve kendin için sevdiğini, başkaları için de sev ki müslüman olasın.) [Harâiti]
Kime dinin emirlerini yapmak kolay gelirse, onun salih biri olduğu anlaşılır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ahirete ait istediğine kolayca kavuşur, dünyaya ait olana kavuşman zorlaşırsa, bil ki sen iyi bir hâl üzerindesin. Bunun tersi olursa kötü haldesin!) [Beyheki]
Müslümanın vasıfları nelerdir
Sual: Allah’tan korkan müslümanın vasıfları nelerdir? CEVAP Allah’tan korkan bir kimse, Onun emirlerini yapmaya, yasaklarından sakınmaya titizlikle çalışır. Hiç kimseye kötülük yapmaz. Kendine kötülük yapanlara sabreder. Yaptığı kusurlara tevbe eder. Sözünün eri olur. Her iyiliği Allah için yapar.
Kimsenin malına, canına, namusuna göz dikmez. Çalışırken, alış veriş ederken, kimsenin hakkını yemez. Herkese iyilik eder. Şüpheli şeylerden kaçınır. Makam sahiplerine, zalimlere yaltaklanmaz. İlim ve ahlak sahiplerine saygı gösterir.
Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir. Kötü kimselere nasihat verir. Onlara uymaz. Küçüklerine merhametli ve şefkatli olur. Misafirlerine ikram eder. Kimseyi çekiştirmez. Keyfi peşinde koşmaz. Zararlı ve hatta faydasız bir şey söylemez. Kimseye sert davranmaz. Cömert olur. Malı ve mevkii herkese iyilik etmek için ister.
Riyakârlık, iki yüzlülük yapmaz. Kendini beğenmez. Allahü teâlânın her an gördüğünü ve bildiğini düşünerek hiç kötülük yapmaz. Onun emirlerine sarılır. Yasaklarından kaçar. İşte, Allah’tan korkanlar milletine, ülkesine faydalı olur.
Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde, inananları şöyle tarif etmektedir: (Rahim olan Allahü teâlânın kulları, yeryüzünde gönül alçaklığı ile vakar ve tevazu ile yürürler. Cahiller, onlara sataşacak olursa, bunlara [sağlık ve selamet sizin üzerinize olsun gibi] güzel söz söyler, [büyük bir yumuşaklık gösterirler.] Onlar geceleri secde yapar ve kıyâmda dururlar [namaz kılarlar.] Onlar, “yâ Rabbi, Cehennem azabını bizden uzaklaştır. Cehennem azabı devamlıdır ve çok şiddetlidir. Orası şüphesiz kötü bir yer ve kötü bir duraktır” derler. Bir şey verdikleri zaman, israf etmez, cimrilik de yapmazlar, ikisi ortası bir yol tutarlar. Kimsenin hakkını yemez, Allah’a şerik koşmaz, Ondan başkasına yalvarmazlar. Allah’ın dokunulmasını haram ettiği cana kıyıp, haksız olarak kimseyi öldürmez, zina etmezler. Bunlardan birini yapanın Kıyamette azabı kat kat olur, orada zelil ve hakir olarak ebedi bırakılır. Ancak, Allah, tevbe eden ve doğru iman eden ve ibadet ve faydalı iş yapanların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah, af ve merhamet sahibidir. Tevbe edip, amel-i salih işleyen, Allahü teâlâya [tevbesi makbul ve Onun rızasına kavuşmuş olarak] döner. Onlar yalan yere şahitlik yapmaz, faydasız ve zararlı işlerden kaçınırlar. Kendilerine âyetler okunduğu zaman, kör ve sağır davranmazlar, [dikkat ile dinleyip bu âyetlerle kendilerine yapılması emredilen şeyleri yaparlar.]) [Furkan 63-73]
İyi huylu olmanın ve bunu muhafazanın yolu
Sual: İyi huylu olmak ve bunu muhafaza edebilmek için ne yapmalı? CEVAP İyi huylu olmak için ve iyi ahlakını muhafaza edebilmek için, salih kimselerle, iyi huylularla arkadaşlık etmelidir. İnsanın ahlakı, arkadaşının huyu gibi olur. Hadis-i şerifte, (İnsanın dini, arkadaşının dini gibi olur) buyuruldu. Ahlakı bozan, şehveti harekete getiren kitapları okumamalı, böyle radyo ve TVden sakınmalıdır.
İyi huyların faydaları ve haramların zararları ve Cehennemdeki azapları, hep hatırlanmalıdır. Mal, mevki arkasında koşanlardan hiçbiri muradına kavuşamamıştır. Malı, mevkii hayır için arayan ve hayır işlerde kullanan, rahata, huzura kavuşmuştur.
Allahü teâlâdan korkmak, bu deryanın gemisidir. Hadis-i şerifte, (Dünyada, kalıcı değil, yolcu gibi yaşa! Öleceğini hiç unutma) buyuruldu.
Faydasız şeylerden, oyunlardan, zararlı şakalaşmak ve münakaşa etmekten sakınmalıdır. İlim öğrenmeli ve faydalı işler yapmalıdır. Vaktin kıymetini bilip gece-gündüz ilim öğrenmelidir! İlim, ibadet içindir. Kıyamette işten, ibadetten sorulur, çok ilim öğrendin mi diye sorulmaz. İş ve ibadet de ihlas elde etmek içindir. (İslam Ahlakı)
Sert mizaçlı olmak
Sual: Haksızlık olunca dayanamıyorum. Çok sert mizaçlıyım. Sert mizaçlı olmak dinen kusur mudur? CEVAP Sert mizaçlı olmak kusur değildir. Ancak dine aykırı olarak sertlik yapmak kusurdur. Hazret-i Ömer’in sert mizacı övülmüş, takdir edilmiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (İki melek var, biri sert, biri yumuşak mizaçlıdır. Bunlar, Cebrail ile Mikail’dir. Peygamberlerden biri yumuşak, diğeri sert mizaçlıdır. Bunlar İbrahim ile Musa’dır. Benim de iki arkadaşımdan biri yumuşak, diğeri sert mizaçlıdır. Bunlar, Ebu Bekir ile Ömer’dir.) [Taberani]
Kâfirlere karşı da iyi huylu olmalı
Sual: İslamiyet’in güzel ahlakını göstermek için, kâfirlere karşı da iyi huylu olmak ve onları incitmemek gerekmez mi? CEVAP Müslümanların kâfirlere karşı da iyi huylu olmaları, onları incitmemeleri gerekir. Böylece İslam dininin, iyi huylu olmayı, kardeşçe yaşamayı, çalışmayı emrettiği onlara da gösterilmiş olur. Böylece iyiliği seven insanlar, seve seve müslüman olurlar. Cihad etmek farzdır. Cihadı devlet topla, silahla yapacağı gibi, soğuk harp ile, propaganda, neşriyat ile de yapar. Her müslüman da, iyi huyları ile, iyilik yapmakla cihad yapar. Çünkü cihad etmek, insanları müslüman yapmaya davet etmek demektir. Görülüyor ki, kâfirlere karşı da, iyi huylu olmak, onları incitmemek, cihad etmek oluyor. Cihad ise her müslümana gücü nispetinde farzdır. Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmak
Sual: İyi bir müslüman olmak için Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmak gerekiyormuş. Bu nasıl olur? CEVAP İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Bir kimse, bir zat ile konuşunca, eğer kalbinde, dünya sevgisi azalıp, Allahü teâlâya bağlılığı artarsa, onun keramet sahibi, evliyadan bir zat olduğu anlaşılır. Eğer böyle olmazsa, o zatın istidrac gösteren bir yalancı olduğu meydana çıkar. (Evliya olmak için Allahü teâlânın ahlakı ile ahlaklanmak gerek) buyurulmuştur. Yani Allahü teâlânın sıfatlarına uygun sıfatlar, evliyada hasıl olur. Fakat bu benzerlik sadece isimdedir. Yoksa sıfatların özelliğinde beraberlik olmaz. (Allahü teâlânın ahlakı ile ahlaklanın) emrini anlatırken Hace M. Parisa hazretleri, Tahkikat kitabında buyuruyor ki:
"Allahü teâlânın bir sıfatı Basirdir. Yani Allahü teâlâ her şeyi görür. Bir kimsenin kalb gözü açılır, firaset ışığı ile, kendi ayıplarını ve başkalarının iyi huylarını görürse, yani başkalarını kendinden üstün görürse ve Allahü teâlânın her an gördüğünü göz önünde bulundurarak hep Onun beğendiği şeyleri yaparsa, bu sıfatla huylanmış olur.
Allahü teâlânın bir sıfatı da Mümittir. Yani öldürücü demektir. Bir kimse, sünnetler yerine yerleşmiş olan bid'atleri yok ederse, bu sıfatla sıfatlanmış olur. Bütün sıfatlar, bunlar gibidir."
Cahiller, bu ahlaklanmayı başka türlü anlamış ve yoldan çıkmıştır. Evliyanın ölüleri dirilteceğini, kaybolan şeyleri bileceğini sanmışlar, günaha girmişlerdir.) [Müj. Mekt. 107]
Allahü teâlânın sıfatlarından biri Settardır. Yani günahları örtücüdür. Müslüman da, din kardeşinin kusurunu örtmelidir.
Allahü teâlâ Kerimdir. Rahimdir. Yani lütfu, ihsanı bol ve merhameti çoktur. Müslüman da, cömert ve merhametli olmalıdır!
Allahü teâlâ, Gaffardır, yani kullarının günahlarını affedicidir. Müslümanlar da birbirlerinin kusurlarını affetmelidir!
Af, hak ettiği bir şeyi almayıp sahibine bağışlamak demektir. Allahü teâlâ affedicidir, affedenleri sever. Kur'an-ı kerimde mealen, (Affet, marufu emret ve cahillerden yüz çevir!) buyuruluyor. (Araf 199)
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Affedin ki, Allahü teâlâ da sizi affetsin ve şerefinizi yükseltsin!) [İsfehani]
(Allah için affedeni Allahü teâlâ yükseltir, aziz eder.) [Berika]
(Kendinden uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrum edenlere ihsan etmek, güzel huylu olmaktır.) [İ.Ebiddünya]
(Sana zulmedeni affet, sana gelmeyene git, sana kötülük edene sen iyilik et, aleyhine de olsa mutlaka doğru konuş.) [Ruzeyn]
(Musa aleyhisselam, "Ya Rabbi, senin indinde en aziz kimdir?" diye sordu. Allahü teâlâ da, "İntikam almaya gücü yeterken affedendir" buyurdu.) [Harâiti]
(Allahü teâlâ, merhameti olmayana merhamet etmez, affetmeyeni affetmez.) [İ.Ahmed]
(Affedin ki affa kavuşasınız!) [İ.Ahmed]
Sual: En makbul amel nedir? CEVAP Peygamber efendimiz, en makbul amelin güzel ahlak olduğunu bildirmiş, (İman yönünden müminlerin en faziletlisi, ahlakı güzel olanlardır) buyurmuştur. (Hakim)
Bir kimse Peygamber efendimizden nasihat istedi. Dedi ki:
- Ya Resulallah bana öğüt ver! - Nerede olursa olsun Allah’tan kork! - Yine buyur ya Resulallah! - Her kötülüğün akabinde bir iyilik yap! İyilikler günahları giderir. - Yine buyur! - Herkesle güzel geçin! (Tirmizi)
Oğlu, Lokman aleyhisselama sorar:
- En iyi haslet nedir?
- Dindar olmaktır.
- Peki babacığım, bu haslet iki olursa?
- Dindarlık ve mal sahibi olmak.
- Üç olursa?
- Dindarlık, mal ve haya.
- Dört olursa?
- Dindarlık, mal, haya ve güzel ahlak.
- Beş olursa?
- Dindarlık, mal, haya, güzel ahlak ve cömertliktir.
- Altı olursa?
- Oğlum bu beş haslet kimde olursa, o kimse takva ehli, temiz bir kimsedir, Allahü teâlânın dostudur, şeytandan uzaktır.
Kur'an-ı kerimde ise mealen buyuruluyor ki: (Allah indinde en şerefliniz, takva ehli olanınızdır.) [Hücurat 13]
Bir kimse, asil bir aileye mensup olmasa da, güzel huylu ise, onun için güzel huyu, iyi bir asalettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Güzel huy gibi asalet, tedbirli olmak gibi akıllılık olmaz.) [İbni Mace]
Güzel huylu kimse, insanların takdirini kazanır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlakla memnun etmeye çalışınız!) [Hakim]
Sual: Güzel ahlaka sahip olmak için ne yapmak gerekir?
Güzel ahlaka sahip olmak için iyi ve kötü huyları bilmek gerekir. Ayrıca kendi kötü huylarını teşhis etmek gerekir. Bu teşhisi kendi yapar. Yahut bir âlimin, rehberin bildirmesi ile anlar. İnsan kendi kusurlarını zor anlar. Güvendiği arkadaşına sorarak da, kusurunu öğrenir. Sadık olan dost onu tehlikelerden, korkulardan koruyan kimsedir. Düşmanlarının kendisine karşı kullandıkları kelimeler de, insana ayıplarını tanıtmaya yarar. Çünkü düşman, insanın ayıplarını arayıp, yüzüne çarpar. Arkadaş ise, insanın ayıplarını pek görmez.
Birisi İbrahim Ethem hazretlerine, aybını, kusurunu bildirmesi için yalvarınca, (Seni dost edindim. Her halin bana güzel görünüyor. Aybını başkasına sor) dedi.
Başkasında bir ayıp görünce, bunu kendinde aramak, kendinde bulursa, bundan kurtulmaya çalışmak gerekir. (Mümin müminin aynasıdır) hadis-i şerifinin manası budur. Yani, başkasının ayıplarında, kendi ayıplarını görür. İsa aleyhisselama, bu güzel ahlakını kimden öğrendin, dediklerinde, (Birinden öğrenmedim. İnsanlara baktım. Hoşuma gitmeyen şeylerinden sakındım. Beğendiğimi ben de yaptım) buyurdu. Hazret-i Lokman’a, (Edebi kimden öğrendin) denince, (Edepsizden) dedi.
Selef-i salihinin, Eshab-ı kiramın, evliyanın menkıbelerini okumak da, iyi huylu olmaya sebep olur. Kendinde kötü huy bulunan kimse, buna yakalanmanın sebebini araştırmalı, bu sebebi yok etmeye, bunun zıddını yapmaya çalışmalıdır. Kötü huydan kurtulmak, bunun zıddını yapmak için çok uğraşmak gerekir. Çünkü, insanın alıştığı şeyden kurtulması güçtür. Kötü şeyler nefse tatlı gelir.
Çocukları ihmal etmeyelim Bugün, bütün hıristiyan ülkelerinde, bir çocuk dünyaya gelir gelmez, buna bozuk dinlerinin icaplarını yapıyorlar. Her yaştaki insanlara, yahudiliği ve hıristiyanlığı titizlikle aşılıyorlar. Müslümanların imanlarını, dinlerini çalmak ve yok etmek ve onları da, hıristiyan yapmak için, İslam ülkelerine paket paket kitap, broşür ve sinema filmleri gönderiyorlar.
O halde müslümanlar, din cahillerinin hilelerine, yalanlarına aldanmamalı, bize emanet edilen çocuklarımıza sahip olmalıyız. Onlara sahip olmak da, dinimizin emirlerine uygun olarak yetiştirmekle olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ahlakınızı güzelleştirin!) [İbni Lal]
En vahşi hayvan bile terbiye ile ehlileştiriliyor. Hiçbir zaman elma çekirdeğinden portakal olmaz. Fakat elma fidanını büyüterek, lüzumlu aşı ve kültürel tedbirlerle kaliteli elma veren bir ağaç olarak yetiştirmek mümkündür. Bunun gibi insan tabiatında bulunan bazı arzular yok edilemez, fakat terbiye edilebilir.
Her şeyi, zıddı kırar. Kötü huyları, iyi huylar yok eder. Bu bakımdan kendini zorla da olsa iyi işler yapmaya alıştırmalı, onları âdet haline getirmelidir. Çocuk, işleri ve ahlakı iyi olan insanlarla arkadaşlık ettirilirse, güzel huylar kendiliğinden onun tabiatı olur. Bu esaslar dahilinde çocuklar yetiştirilirse dünya ve ahiret saadeti elde edilir. Kıyamet günü, ana-baba, çocuğuna öğretmesi gereken ilimlerden mesul olacak, vazifesini yapmamış ise, yahut kusur etmiş ise cezaya çaptırılacaktır. Çocuklarını İslam terbiyesi üzerine yetiştirmeyenler, dünya ve ahiret felaketine maruz kalacaklardır.
Ne mutlu çocuğunu İslam ahlakı ile yetiştirenlere.
Güzel ahlaklı olmak Güzel ahlaklı olmak için, özet halinde birkaç prensip bildirmek mümkün müdür?
İyi ve kötü huyları bilmek ve tatbik etmek gerekir. İslam Ahlakı kitabını okuyup, oradaki bilgilerle amel eden, güzel ahlaklı olur. Şu iki prensibi esas alan da güzel ahlaklı olur: 1- Düşmanlarımız, muhaliflerimiz, bizi çekemeyenler, hep ayıplarımızı araştırır. Onlardan kusurlarımızı öğrenip güzel ahlaka sahip olabiliriz. Birisi, ahlakını düzeltmek için İbrahim Ethem hazretlerine, ayıbını, kusurunu bildirmesi için yalvarınca, (Seni dost edindim. Her halin bana güzel görünüyor. Ayıbını başkasına sor) dedi.
2- Başkasında bir ayıp görünce, bunu kendinde aramak, kendinde bulursa bundan kurtulmaya çalışmak gerekir. (Mümin müminin aynasıdır) hadis-i şerifinin manası budur. Yani, başkasının ayıplarında, kendi ayıplarını görür. İsa aleyhisselama, bu güzel ahlakını kimden öğrendin dediklerinde, (İnsanlara baktım. Hoşuma gitmeyen şeylerinden sakındım. Beğendiğimi ben de yaptım) buyurdu. Hazret-i Lokman’a, (Edebi kimden öğrendin) denince, (Edepsizden) buyurdu. Yani birisinin yaptığı hareket bizim hoşumuza gitmiyorsa, edepsizlik olarak görüyorsak, onu biz de yapmamalıyız. Birisi bizim bir kusurumuzu söyleyince sevinmiyorsak, başkalarının da kusurlarını söylememeliyiz. Birisi bizi tenkit edince hoşlanmıyorsak, biz de başkalarını tenkit etmemeliyiz.
İnsan, bu prensipleri uygularsa, güzel ahlaklı olur. O halde, bir söz söylerken, kendimizi karşımızdakinin yerine koymalıyız. Böyle bir söze tepkimiz ne olur diye düşünmeliyiz. Bunun da istisnaları çıkarsa da, azdır. Zaten istisna genel kaideyi bozmaz