http://www.fatih-alparslan34.tr.gg

NATO VE TÜRKİYE





TARİHTE BUGÜN

17 - 10 - 1951 

TÜRKİYE'NİN NATO GİRİŞ PROTOKOLÜ İMZALANDI 

TÜRKİYE VE NATO 




II. Dünya Savaşı’ndan sonra Türk dış politikasının temel doğrultularından biri, Batı Bloku’nun bütün örgütlenmelerinde yer almak biçiminde belirlendi. Ama NATO’ya üyelik için ilk başvurusunu Nisan 1949’da yapan Türkiye’nin bu istemi, 11 Mayıs 1950’de toplanan ABD, İngiltere ve Fransa dışişleri bakanlan tarafından karara bağlanamadı. Türkiye’nin üyelik istemi yalnızca İtalya tarafından desteklenirken, Ingiltere Türkiye’nin Ortadoğu çerçevesindeki bir askeri antlaşmada yer almasında ısrar etti. Başta Danimarka, Norveç ve Belçika olmak üzere öteki üyeler de Türkiye’nin Batı uygarlığının bir parçası olmadığı gerekçesiyle üyelik istemine karşı çıktılar.

Türkiye’nin ikinci başvurusu da Eylül 1950’deki NATO Konseyi’nce geri çevrildi. Daha sonra konseyin 21 Eylül 1951 tarihli bildirisiyle Türkiye ve Yunanistan NATO’ ya katılmaya davet edildi. 17 Ekim 1951’de Londra’da imzalanan bir protokolle Türkiye ve Yunanistan’ın NATO’ya üyeliği kabul edildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi 18 Şubat 1952’de Türkiye’nin NATO’ya katılmasına karar verdi. Bundan sonra Türkiye ve ABD arasında NATO çerçevesinde yoğun bir ikili anlaşmalar ağı oluşturuldu. Türkiye topraklannda çok sayıda üs ve tesis kuruldu, ayrıca “Jüpiter” nükleer füzeleri, toplar ve mayınlar yerleştirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri de ABD askeri normlarına uyduruldu. Türkiye’nin NATO’yla ilişkileri 1960’lara değin hemen hiçbir anlaşmazlık doğmadan sürdü.

1960’lann ortalarından sonra Türkiye’de ABD’ye yönelik tepkilerin gelişmesi, ABD başkanı Johnson’m Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek için Haziran 1964’te Başbakan İsmet İnönü’ye gönderdiği mektup, Küba bunalımında Türkiye’nin konumunun gündeme gelmesi, “Jüpiter” füzelerinin ABD’nin tek yanlı kararıyla sökülmesi, U-2 bunalımı ve başka gelişmeler Türkiye’nin NATO’ya üyeliğinin tartışma konusu olmasına yol açtı. Türkiye’nin NATO’dan sağladığı yararlar ile üstlendiği yükümlülüklerin dengelenmesi hükümetlerin de benimsediği bir politika durumuna geldi. NATO içinde ABD ile Avrupa kanadı arasında daha dengeli bir tutum izlenmeye başladı. Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesinden (1974) sonra ABD’nin Türkiye’ye karşı uyguladığı silah ambargosu Türkiye’nin NATO’yla ilişkilerinin yeniden sorgulanmasına yol açtı. Türkiye, savunma giderlerine büyük kaynaklar ayırdığı halde yeterince yardım alamadığından ve ordunun modernizasyon gereksinmelerinin karşılanamadığından yakındı. Örgütün sorumluluk alanının genişletilmesine, Ortadoğu ve Körfez bölgesinin de bu alana katılmasına karşı çıkarak Avrupa kanadıyla birlikte hareket etti.

Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi nedeniyle 1974’te NATO’nun askeri kanadından çekilen Yunanistan, NATO Müttefik Kuvvetleri Başkomutanı General Rogers’ın adını taşıyan plan doğrultusunda Türkiye’nin veto kullanmaması üzerine, Ekim 1980’de yeniden askeri kanada döndü. Bu arada Yunanistan’a ait Limni Adasını savunma planlarına katmaya yanaşmayarak Türkiye’ ye yakın bir tutum alan NATO, daha sonra en azından savaş senaryolarında bu tutumunda bir değişikliğe yöneldi.

Türkiye’nin NATO’yla ilişkileri 1980’den sonra yeniden düzelme yoluna girdi. Ama Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginlikler örgütün güney kanadının işlerliği konusunda kuşkulara ve tartışmalara yol açtı. Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle NATO’nun güney kanadının ve Türkiye’nin stratejik öneminin azalabileceği düşünülürken, Sovyet blokunun ve SSCB’nin dağılmasıyla Balkanlar’da ve Kafkaslar’da baş gösteren istikrarsızlık ortamı NATO müttefiklerinin Türkiye’ye eskisinden daha çok ilgi göstermesine yol açtı. 1990’ ların başlarında NATO’nun bütünleşmiş askeri yapısındaki personelin yüzde 15’i, tank toplamının yüzde 11 ’i, jet uçaklarının da yüzde 3,2’si Türkiye’de bulunmaktadır

Kaynak: 
Türkiye NATO'ya ne zaman ve nasıl üye olmuştur? https://www.msxlabs.org/forum/cevaplanmis/317037-turkiye-natoya-ne-zaman-ve-nasil-uye-olmustur.html#ixzz4vkrDmB8w

KUZEY ATLANTİK ANTLAŞMASI ÖRGÜTÜ  -  NATO

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (kısaca KAAÖ; 
İngilizce: North Atlantic Treaty Organization, kısaca  NATO Fransızca: Organisation du Traité de l'Atlantique Nord, kısaca OTAN), 4 Nisan 1949'da 12 ülke tarafından imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması'na dayanarak kurulan ve farklı dönemlerde 17 ülkenin daha katıldığı uluslararası askerî ittifak. Örgüt üyeleri herhangi bir dış güçten gelebilecek saldırıya karşı ortak savunma yapmaktadır.  NATO'nun  merkezi, örgütün Kuzey Amerika ve Avrupa'daki 29 üyesinden biri olan Belçika'nın başkenti Brüksel'de bulunmaktadır. 21 ülke  NATO'nun  "Barış İçin Ortaklık" adlı girişiminde yer alırken 15 ülke kurumlaşmış diyalog programlarına dâhildir. Tüm  NATO üyelerinin toplam askerî harcaması, dünyadaki savunma harcamalarının %70'inden fazladır.[3] Üyelerin savunma harcamalarının GSYİH'lerinin %2'si kadar olması gerekmektedir.[4]

 NATO Kore Savaşı üye ülkeleri harekete geçirene ve yüksek rütbeli iki ABD'li komutanın yönlendirmesiyle birleşik bir askerî yapı kurulana kadar siyasi bir ortaklıktan ötesi değildi. Soğuk Savaş süreci, 1955'te kurulan Varşova Paktı'na üye ülkelerle çekişmelere yol açtı. Avrupa ülkeleri ile ABD arasındaki ilişkilerin gücü üzerindeki şüpheler, bağımsız Fransız nükleer caydırıcılığına ve 1966'da Fransa'nın  NATO'nun  askerî kanadından çekilmesine yol açan  NATO  savunmasının olası bir Sovyet işgaline karşı güvenilirliğine olan şüpheler ile birlikte zaman zaman artış gösterdi. 1989'da Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra örgüt, Yugoslavya'nın dağılması sürecine karıştı ve ilk askerî müdahalelerini 1992-1995 yıllarında Bosna-Hersek'te ve daha sonra 1999'da Yugoslavya'da gerçekleştirdi. Politik olarak ise eski Varşova Paktı ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Bu ülkelerin bir kısmı 1999 ve 2004'te ittifaka katıldı.

Kuzey Atlantik Antlaşması'nın örgüte üye ülkelerin silahlı bir saldırıya uğrayan herhangi bir üye ülkeye yardım etmelerini öngören 5. maddesi,  NATO  tarihinde ilk ve tek kez 2001'deki 11 Eylül saldırılarından sonra uygulandı.[5]Gerçekleştirilen bu saldırıların ardından askerler,  NATO  liderliğindeki ISAF'in emrinde Afganistan'a konuşlandırıldı. Örgüt aralarında Irak'a eğitmen yollanması, korsanlığa karşı operasyonların desteklenmesi[6] ve 2011'de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1973 sayılı kararı uyarınca Libya üzerinde uçuşa yasak bölgenin uygulanması gibi çeşitli ek rollerde yer aldı.  NATO  üyelerini istişareler için toplantıya çağıran daha az etkili 4. madde, Türkiye tarafından 2003'te Irak Savaşı sırasında, 2012'de Suriye İç Savaşı sırasında silahsız bir Türk F-4 keşif jetinin düşürülmesinin ve Suriye'den Türkiye'ye havan topu atılmasının ardından[7] ve 2015'te Irak ve Şam İslam Devleti'nin ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik tehditleri nedeniyle[8] ve Polonya tarafından 2014'te Rusya'nın Kırım'a müdahalesinden sonra[9] olmak üzere toplamda beş kere uygulandı.

 

TARİHÇE 

 


Kuzey Atlantik Antlaşması
 4 Nisan 1949'da Washington, DC'de imzalandı ve ABD tarafından aynı yılın Ağustos ayında onaylandı.

BelçikaBirleşik KrallıkFransaHollanda ve Lüksemburg tarafından 17 Mart 1948'de imzalanan ve Soğuk Savaş'ın başındaki Sovyet tehdidine karşı ortak bir savunma antlaşması olan Brüksel Antlaşması NATO'nun  kuruluşunun öncüsü olarak değerlendirilmektedir. Sovyetler Birliği'nin gerçekleştirdiği Berlin Ablukası, Eylül 1948'de Batı Avrupa Birliğinin Savunma Organizasyonunun kurulmasına yol açtı.[10] Fakat taraf devletler, Sovyetler Birliği'nin askerî gücü karşısında zayıf konumdaydı. Ayrıca komünistlerce gerçekleştirilen 1948 Çekoslovakya askerî darbesi ile ülkedeki demokratik hükûmetin devrilmesinin ardından Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Ernest Bevin, benzer bir durumu önlemek için en iyi yolun Batılı ülkeler arasında ortak bir askerî strateji geliştirmek olduğunu belirtti.[11]

1948'de Avrupalı liderler, ABD Dışişleri Bakanı George C. Marshall'ın talimatıyla Pentagon'da Amerikalı askerî ve diplomatik yetkililerle görüştü.[12] Yeni bir askerî ittifak için yapılan bu görüşmeler, Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 4 Nisan 1949'da Washington, DC'de imzalanmasıyla sonuçlandı. İmzalayanlar arasında Brüksel Antlaşması'na taraf olan beş devlet ile ABD, DanimarkaİtalyaİzlandaKanadaNorveç ve Portekiz bulunmaktaydı.[13] İlk  NATO  Genel Sekreteri Lord Ismay, 1949'da yaptığı bir açıklamada örgütün amacının "Rusları dışarıda, Amerikalıları içeride ve Almanları aşağıda tutmak" olduğunu belirtti.[14] Antlaşma, her kesim tarafından olumlu şekilde karşılanmadı. Bazı İzlandalılar Mart 1949'da gerçekleştirilen tarafsızlık yanlısı, üyelik karşıtı ayaklanmaya katıldı.  NATO'nun  oluşturulmasının birincil kurumsal sonucu olarak Atlantikçilik adı verilen ve Kuzey Amerika ile Avrupa arasındaki iş birliğinin önemine vurgu yapan düşünce tarzının ortaya çıkışı gösterilmektedir.[15]

Üye ülkeler, herhangi bir üyeye karşı yapılan bir silahlı saldırıyı tüm üyelere yapılmış sayacakları konusunda anlaştılar. Dolayısıyla bir silahlı saldırı olması durumunda her bir üye, bireysel veya kolektif savunma hakkının kullanılmasında saldırıya uğrayan üyeye yardım edecek ve gerekli görüldüğünde Kuzey Atlantik bölgesinin güvenliğini sağlamak ve sürdürmek için silahlı güce başvurabilecekti. Antlaşma, üyelerin bir saldırgana askerî eylem ile yanıt vermesini gerektirmemekteydi. Yanıt vermeleri zorunlu olsa da, üyeler bunu nasıl yapacaklarını belirleme özgürlüğüne sahipti. Bu durum Brüksel Antlaşması'nın yanıtın askerî olacağını açıkça belirten 5. maddesi ile farklılık göstermektedir. Yine de  NATO  üyelerinin saldırıya uğrayan üyeye askerî yardımda bulunacakları varsayılmaktadır. Antlaşma daha sonra Fransa'nın bazı denizaşırı illeri de dâhil olmak üzere üye ülkelerin Yengeç Dönencesi'nin üstünde kalan toprakları ile "gemi, asker veya uçaklarını" kapsayacak şekilde açıklığa kavuşturuldu.[16]

 NATO'nun  oluşturulması, Avrupa ülkelerinin ABD uygulamalarını benimsemeleriyle müttefiklerin askerî terminoloji, yöntem ve teknolojilerine bir standartlaştırma getirdi. Yaklaşık 1.300 Standartlaştırma Anlaşması  NATO'nun gerçekleştirdiği pek çok ortak uygulamayı sistemleştirdi. Bunun sonucu olarak 7,62×51mm  NATO  tüfek kalibresi, pek çok  NATO  ülkesinde standart ateşli silah kalibresi olarak 1950'lerde tanıtıldı.[17] FN Herstal tarafından üretilen ve 7,62mm  NATO  kalibresi kullanan FAL adlı silah, 75 ülkede kullanılmaya başlandı.[18] Uçak manevra işaretlerinin standartlaştırılmasıyla birlikte  NATO  uçakları tüm  NATO  üslerine inebilir konuma geldi. Diğer standartlar arasında bulunan  NATO  heceleme alfabesi,  NATO  sınırlarını aşarak sivil kullanıma yayıldı.[19]

SOĞUL SAVAŞ


Haziran 1950'de Kore Savaşı'nın patlak vermesi, birlikte çalışan tüm komünist ülkelerin belirgin tehdidini arttırması  NATO'yu  somut askerî planlar geliştirmeye zorladı.[20] Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı (SHAPE), Avrupa'daki kuvvetleri yönlendirmek için kuruldu ve Ocak 1951'de Yüksek Müttefik Komutanı Dwight D. Eisenhower'ın altında çalışmalarına başladı.[21] Eylül 1950'de  NATO  Askerî Komitesi, Sovyetler Birliği ile denge sağlamak için konvansiyonel kuvvetler kurulması çağrısı yaptı ve daha sonra Şubat 1952'de, Lizbon'daki Kuzey Atlantik Konseyi toplantısında bu durumu yeniden ifade etti.  NATO'nun  Uzun Dönem Savunma Planı için gerekli olan güçleri sağlamayı amaçlayan Lizbon konferansında tümen sayısının 96'ya çıkarılması çağrısı yapılsa da, bu gereklilik bir sonraki yıl nükleer silah kullanabilecek yaklaşık otuz beş tümene düşürüldü. O zaman için  NATO Orta Avrupa'da on beş civarı, İtalya ve İskandinavya'da ise on hazır tümeni çağırabiliyordu.[22][23] Lizbon'daki konferansta örgütün en rütbeli sivil amirliği olan  NATO  Genel Sekreterliği pozisyonu da oluşturuldu ve bu göreve Hastings Ismay getirildi.[24]

 
Orta Avrupa'daki sınırı koruyan müttefik kara kuvvetlerinin en büyük kısmını Alman Silahlı Kuvvetleri sağladı.

Eylül 1952'de, Danimarka ve Norveç'in savunulmasının uygulaması olan ve 200 gemi ile 50.000'den fazla personelin katıldığı,  NATO'nun  ilk büyük deniz tatbikatlarından biri olma niteliği taşıyan Mainbrace Tatbikatı başladı.[25] Takip eden diğer büyük tatbikatlar arasında Akdeniz'de gerçekleştirilen deniz ve amfibik tatbikatları olan Grand Slam Tatbikatı ile Longstep TatbikatıKuzey İtalya'da gerçekleştirilen hava-deniz-kara tatbikatı Italic Weld, İngiliz Ren Ordusu (BAOR), Hollanda Kolordusu ve Orta Avrupa Müttefik Hava Kuvvetleri'nin (AAFCE) katıldığı Grand Repulse, Merkez Ordu Grubu'nun katıldığı simüle edilmiş atomik hava-kara tatbikatı Monte Carlo ve ABD, Birleşik Krallık, İtalya, Türkiye ve Yunanistan deniz kuvvetlerinin katıldığı Akdeniz'deki amfibik karaya çıkma tatbikatı Weldfast yer aldı.[26]

1952'de ittifaka katılan Türkiye ve Yunanistan'ın askerî komuta yapısına nasıl dâhil edileceği konusu ABD ve Birleşik Krallık'ın başı çektiği bir dizi tartışmalı görüşmeye yol açtı.[21] Bu belirgin askerî hazırlık devam ederken başlangıçta Batı Avrupa Birliği tarafından yapılan ve başarılı bir Sovyet işgalinden sonra karşı koymaya devam edecek olan, aralarında Gladio Operasyonu'nun da bulunduğu gizli "stay-behind" düzenlemeleri  NATO  kontrolüne geçirildi. Sonuç olarak  NATO'nun  silahlı kuvvetleri arasında  NATO  Kaplan Birliği gibi gayriresmî bağlar ve Canadian Army Trophy gibi yarışmalar oluşmaya başladı.[27][28]

 

1954'te Sovyetler Birliği, Avrupa barışını korumak için 

 NATO'ya  katılması gerektiğini öne sürdü.[29] Sovyetler Birliği'nin ittifakı zayıflatmayı amaçladığından korkan  NATO  ülkeleri, bu öneriyi reddetti.

17 Aralık 1954'te Kuzey Atlantik Konseyi,  NATO'nun  nükleer düşüncesinin gelişimi ile ilgili olan MC 48 adlı belgeyi onayladı. MC 48, Sovyetler Birliği ile bir savaşın başlangıcından itibaren ilk olarak Sovyetler tarafından kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın  NATO'nun  atom silahlarını kullanması gerekeceğini vurguladı. Böylece Avrupa müttefik kuvvetleri yüksek komutanına nükleer silahların otomatik kullanımı konusunda ABD'deki Strategic Air Command ile aynı yetkiler verilmiş oldu.

Batı Almanya'nın 9 Mayıs 1955'te örgüte dâhil edilmesi, dönemin Norveç Dışişleri Bakanı Halvard Lange tarafından "kıtamızın tarihinde kararlı bir dönüm noktası" sözleriyle tanımlandı.[30] Almanya'nın ittifaka katılmasının önemli bir nedeni Alman iş gücü olmadan bir Sovyet işgaline karşı koymak için yeterince konvansiyonel kuvvet göndermenin imkansız olmasıydı.[31] Bu hareketin ani sonuçlarından biri buna resmî bir yanıt olarak 14 Mayıs 1955'te Sovyetler Birliği, MacaristanÇekoslovakyaPolonyaBulgaristanRomanyaArnavutluk ve Doğu Almanya'nın imza koyduğu Varşova Paktı'nın kurulması oldu. Böylece Soğuk Savaş'ın iki tarafı da belirlenmişti.

1957 sonbaharında,  NATO  tarafından kuzeyde eş zamanlı üç büyük tatbikat gerçekleştirildi. Norveç'ten Türkiye'ye kadar olan bölgede 250.000 asker, 300 gemi ve 1.500 uçağın katıldığı Operation Counter Punch, Operation Strikeback ve Operation Deep Water tatbikatları ittifakın bugüne kadarki en iddialı girişimleriydi.[32]

FRANSA ASKERİ KANATTAN ÇEKİLDİ

 
Charles de Gaulle'ün 1966'da ülkesini  NATO'nun  bütünleşik askerî komutasından çekmesinden önce Fransa'da yer alan  NATO hava üsleri haritası.

 NATO'nun  birliği ilk yıllarında, Charles de Gaulle'ün Fransa Cumhurbaşkanı olduğu dönemde ortaya çıkan bir kriz ile bozuldu.[33] De Gaulle, ABD'nin örgütteki güçlü rolünü ve kendi algısıyla bu ülke ile Birleşik Krallık arasındaki özel ilişkiyi protesto etti. ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower ile Birleşik Krallık Başbakan Harold Macmillan'a 17 Eylül 1958'de gönderdiği bir memorandumda, Fransa'yı ABD ve Birleşik Krallık ile eşit bir temele oturtacak üçlü bir yapı oluşturulmasını önerdi.[34] Memorandumuna aldığı yanıtı yetersiz bulan de Gaulle, ülkesi için bağımsız bir savunma gücü kurmaya başladı. Batı Almanya'ya yapılacak bir Doğu Alman akını durumunda Fransa'ya daha büyük bir  NATO-Varşova  Paktı savaşının içine çekilmek yerine Doğu Bloku ile ayrı bir barış yapma seçeneği vermek istedi.[35] Şubat 1959'da Fransa, Akdeniz'deki filosunu  NATO  komutasından aldı.[36] De Gaulle daha sonra yabancılara ait nükleer silahların Fransa topraklarında konuşlandırılmasını yasakladı. Bunun sonucunda ABD, iki yüz askerî hava aracını Fransa dışına çıkarmak ve 1950'den beri kullandığı Fransa'daki hava üslerini 1967'de Fransızlara vermek zorunda kaldı.[37]

Fransa'nın 1962'deki Küba füze krizi sırasında  NATO'nun  geri kalanı ile dayanışma göstermesine rağmen de Gaulle, Fransa'nın Atlas Okyanusu ve Manş Denizi'ndeki filolarını  NATO  komutasından alarak bağımsız savunma işini devam ettirdi.[38] 1966'da Fransa'nın tüm silahlı kuvvetleri  NATO'nun  bütünleşik askerî komutasından çekildi ve Fransız olmayan tüm  NATO  askerlerinin Fransa'dan ayrılması istendi. ABD Dışişleri Bakanı Dean Rusk, daha sonraları yaptığı açıklamada de Gaulle'e, açıklamasının "Fransa'daki mezarlıklarda yatan ABD askerlerini" kapsayıp kapsamadığını sordu.[39] Bu çekilme 16 Ekim 1967'de Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı'nın Paris yakınlarındaki Rocquencourt'dan Belçika'da Mons'un kuzeyinde yer alan Casteau'ya taşınmasına yol açtı.[40] Fransa ittifakın bir üyesi olarak kalmaya devam etti ve Almanya Federal Cumhuriyeti'nde konuşlandırılmış kuvvetleri ile Soğuk Savaş boyunca olası Varşova Paktı saldırılarına karşı Avrupa savunmasına katkı sağladı. ABD ile Fransa arasında yapılan ve Lemnitzer-Ailleret Anlaşmaları olarak bilinen gizli anlaşmalar, Doğu-Batı çatışmalarının patlak vermesi hâlinde Fransız güçlerinin  NATO'nun  komuta yapısına nasıl geri alınacağını ayrıntılı olarak düzenlemekteydi.[41]

Fransa, örgütün bütünleşik askerî komutasına yeniden tam katılım sağlayacağını 2009 Strazburg-Kehl zirvesinde duyurdu.[42]

YUMUŞAMA VE GERGİNLİK 

 
Yumuşama sayesinde  NATO  ve Varşova Paktı ülkelerinin liderleri arasında pek çok üst düzey görüşme yapıldı.

Soğuk Savaş'ın büyük bir kısmında  NATO'nun  Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı'nı gözlemesi, doğrudan bir askerî eyleme yol açmadı. 1 Temmuz 1968'de Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması imzaya açıldı. Silahların kontrolü bir savaş kararı alınıncaya kadar ABD güçlerinde olduğu ve bu noktada antlaşmanın denetimi olmadığı için  NATO , kendi nükleer paylaşım düzenlemelerinin antlaşmayı ihlal etmediğini öne sürdü. O zamanlarda çok az devlet  NATO'nun  nükleer paylaşım düzenlemelerinden haberdardı ve genel olarak bu düzenlemelere itiraz edilmiyordu. Mayıs 1978'de  NATO  ülkeleri, ittifakın iki tamamlayıcı hedefini güvenliği sağlamak ve yumuşama politikasını sürdürmek olarak resmen tanımladı. Bu hareket yeni bir silahlanma yarışına yol açmadan savunmaları Varşova Paktı'nın saldırı yeteneklerinin gerekli kıldığı seviyeye denk hâle getirmek anlamına geliyordu.[43]

 
Soğuk Savaş sırasında Avrupa'nın büyük bir kısmı  NATO  (mavi) ve Varşova Paktı (kırmızı) olmak üzere iki ittifaka ayrılmıştı.

Varşova Paktı'nın Avrupa'daki nükleer kapasitesinin artması sonrasında, ABD'nin GLCM seyir füzeleri ile Pershing II nükleer silahlarının Avrupa'ya konuşlandırılması bakanlar tarafından 12 Aralık 1979'da onaylandı. Yeni savaş başlıkları Batı'nın nükleer silahsızlanma görüşmelerindeki konumunu da güçlendirecekti. Bu politikaya Çift Yön politikası adı verilmişti.[44] Benzer şekilde  NATO , 1983-84 yıllarında Varşova Paktı'nın SS-20 orta menzilli füzelerini Avrupa'ya konuşlandırmasına yanıt olarak modern Pershing II füzelerini bir savaş durumunda askerî hedefleri vurmakla görevlendirdi.[45] Bu hareket Batı Avrupa genelinde barış hareketi protestolarına yol açtı ve pek çok kişinin konuşlandırmada ısrarcı olunmasının sürdürülebilir olup olmadığı konusunda şüpheye düşmesi konuşlandırmaya olan desteği azalttı.[46]

O yıllarda örgüte üyelikler genel olarak durgundu. 1974'te Türkiye'nin Kıbrıs Harekâtı'nın bir sonucu olarak Yunanistan, kuvvetlerini  NATO'nun  askerî komuta yapısından çekse de 1980'de Türkiye'nin iş birliği ile geri döndü. Birleşik Krallık ile Arjantin arasındaki Falkland Savaşı, ittifakın savaşa dâhil olması ile sonuçlanmadı, çünkü Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 6. maddesinde kolektif savunmanın üye ülkelerin Yengeç Dönencesi'nin kuzeyinde kalan topraklarına yapılan saldırılarda geçerli olduğu belirtilmektedir.[47] 30 Mayıs 1982'de  NATO , demokrasiyle yeni tanışan İspanya'nın bir referandum sonucu ittifaka katılmasıyla yeni bir üyeye sahip oldu. Soğuk Savaş'ın zirve yaptığı dönemde 16 üye ülke, dört kademe hâlinde organize olmuş 78 karargâha ulaşan bir komuta yapısı altında, ABD'nin 435.000 ileri konuşlandırılmış askeri dâhil yaklaşık 5.252.800 etkin güç bulunduruyordu.[48]

SOĞUK SAVAŞ SONRASI 

1989 Devrimleri ve Varşova Paktı'nın 1991'de dağılması,  NATO'nun  de facto ana rakibini ortadan kaldırdı ve  NATO'nun  amacında, doğasında, görevlerinde ve Avrupa kıtasına odaklanışında stratejik bir yeniden değerlendirmeye neden oldu. Bu değişim, 1990'da Paris'te  NATO  ile Sovyetler Birliği arasında imzalanan, belirli askerî azaltmaları zorunlu kılan ve Aralık 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrasında da devam eden Avrupa'da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması ile başladı.[49] O zaman için Avrupa ülkelerinin  NATO'daki  askerî harcamaları %34 düzeyindeydi; 2012'ye gelindiğinde bu %21'e düştü.[50]  NATO  ayrıca yeni özerk olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini kapsayacak aşamalı bir büyümeyi başlattı ve etkinliklerini daha önce ilgilenmediği politik ve insancıl durumlara genişletti.

 
Mihail Gorbaçov yönetiminde yapılan reformlar Varşova Paktı'nın sonunu getirdi.

 NATO'nun  Soğuk Savaş sonrası ilk genişlemesi, 3 Ekim 1990'da Alman yeniden birleşmesi sonucunda eski Doğu Almanya'nın Batı Almanya'ya ve ittifaka katılmasıyla gerçekleşti. Bu olay, aynı yıl içinde imzalanan İki Artı Dört Antlaşması'nda kabul edilmişti. Birleşmiş bir Almanya'nın  NATO'da  kalması konusunda Sovyet onayını güvenceye almak için yabancı askerler ile nükleer silahların doğuda konuşlandırılmayacağı kararlaştırıldı ve müzakerecilerin  NATO'nun  doğuya daha fazla genişlemesiyle ilgili herhangi bir söz verip vermedikleri konusunda farklı görüşler ortaya çıktı.[51] Sovyetler Birliği'nin son yıllarında ABD'nin ülkedeki büyükelçisi Jack Matlock, Batı'nın genişlememek konusunda "açık bir taahhütte" bulunduğunu ve Sovyet müzakerecilerde Çekoslovakya, Macaristan veya Polonya gibi ülkelerin  NATO  üyeliğinin söz konusu olmadığı izlenimi uyandırıldığını gösteren belgelerin gizliliğini kaldırdığını söyledi.[52] Dönemin Batı Almanya Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich GenscherEduard Şevardnadze ile yaptığı bir görüşmede "Bizim için kesin olan bir şey var:  NATO  doğuya doğru genişlemeyecek." dedi.[52] Eski Sovyetler Birliği Cumhurbaşkanı Mihail Gorbaçov, 1996'da kaleme aldığı anı kitabında "Almanya'nın birleşmesi müzakereleri sırasında  NATO'nun  operasyon bölgesini doğuya genişletmeyeceği konusunda güvenceler verdiler." diye yazdı[53] ve bu görüşü 2008'deki bir röportajda yineledi.[54] İki Artı Dört görüşmelerinde yer almış bir Dışişleri Bakanlığı çalışanı olan Robert Zoellick'e göre, bu bir yanlış algıydı ve genişlemeyle ilgili resmî bir söz verilmemişti.[55]

Soğuk Savaş sonrası yeniden yapılanmanın bir parçası olarak  NATO'nun  askerî yapısı azaltıldı ve Avrupa Müttefik Komutanlığı Acil Müdahale Kolordusu gibi yeni kuvvetler oluşturulacak şekilde tekrar organize edildi. Sovyetler Birliği'nin çöküşünün Avrupa'daki askerî dengede meydana getirdiği değişiklikler, 1999'da İstanbul'da imzalanan Uyarlanmış Avrupa'da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması ile tanındı. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin politikaları Fransa'nın askerî pozisyonunda, ülkenin 4 Nisan 2009'da tam üyeliğe dönüşü ile sonuçlanan büyük bir değişime yol açtı;  NATO'nun  bütünleşik askerî komutasına tekrar katılan Fransa, bağımsız nükleer caydırıcılığını sürdürdü.[41][56]

 

GENİŞLEME

 

Ana madde:  NATO'nun  genişlemesi
 
Hırvatistan'ın ittifaka katılması nedeniyle düzenlenen törende  NATO  bayrağı göndere çekiliyor.

1994 ve 1997 arasında,  NATO  ve komşularının bölgesel konularda iş birliği yapması için Barış İçin OrtaklıkAkdeniz Diyaloğu girişimi ve Avrupa-Atlantik Ortaklık Konseyi gibi daha geniş forumlar oluşturuldu. 1998'de  NATO-Rusya Daimi Ortak Konseyi kuruldu. 8 Temmuz 1997'de eskiden komünist olan Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya  NATO'ya  davet edildi; üç ülke de 1999'da örgüte katıldı. Genişleme, Orta ve Doğu Avrupa'dan yedi ülkenin daha katılmasıyla devam etti: Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya. Bu ülkeler ilk olarak 2002 Prag zirvesi sırasında katılım görüşmelerine davet edildi ve  NATO'ya  29 Mart 2004'te, 2004 İstanbul zirvesinden kısa süre önce katıldı. Bu karar o zaman için ABD'de askeri, siyasi ve akademik liderler tarafından eleştirildi.[57] Amerikalı diplomat ve önleme politikasının savunucularından George F. Kennan, bu kararın "Rus demokrasisinin gelişimi üzerinde ters etki yapmasının, Soğuk Savaş atmosferinin Doğu-Batı ilişkilerine yeniden yerleşmesinin, Rus dış politikasının kesinlikle kendilerinin hoşuna gitmeyecek yönlere itmesinin beklenebileceğini" ifade etti.[58]

Eski  NATO  yapıları ortadan kaldırılırken yenileri kuruldu.  NATO  1997'de komuta yapısındaki altmış beş merkezin yirmiye düşürülmesini kararlaştırdı.[59]  NATO  Mukabele Kuvveti (NRF) 21 Kasım 2002'de, eski bir COMECON üyesi ülkede gerçekleştirilen ilk zirve olan 2002 Prag zirvesinde kuruldu. 19 Haziran 2003'te Allied Commander Atlantic'in ortadan kaldırılıp yerine Norfolk, Virginia, ABD'deki Müttefik Dönüşüm Komutanlığı'nın (ACT) kurulması ve Avrupa Müttefik Kuvvetleri'nin (SHAPE) dönüştürülerek Müttefik Harekât Komutanlığı'nın (ACO) oluşturulmasıyla  NATO'nun  askerî komutasındaki yeniden yapılandırma devam etti.  NATO'daki  dönüşümü ACT gerçekleştirirken mevcut operasyonlardan ACO sorumludur.[60] İstenmeyen hava ihlallerine yanıt vermek için savaş uçağı sağlayarak Estonya, Letonya ve Litvanya'nın egemenliklerini destekleyen  NATO'nun  Baltık Hava Polisliği görevi Mart 2004'te başladı. 2014'te sayıları dörtten sekize yükselen çok uluslu savaş uçakları Litvanya'da bulunmaktadır.[61] Ayrıca 2004 İstanbul zirvesinde  NATO Basra Körfezi'ne komşu dört ülkeyle birlikte İstanbul İş Birliği Girişimi'ni başlattı.[62]

 
Viktor Yuşçenko hükûmeti ile  NATO  liderleri arasındaki görüşmeler, Yoğunlaştırılmış Diyalog programının başlamasına yol açtı.

Riga, Letonya'da gerçekleştirilen 2006 Riga zirvesi enerji güvenliği konusunu öne çıkardı. Bu zirve eskiden Sovyetler Birliği'nin parçası olan bir ülkede yapılan ilk  NATO  zirvesi oldu. Bükreş, Romanya'daki Nisan 2008 zirvesinde  NATO , Arnavutluk ve Hırvatistan'ın örgüte üyeliğinde uzlaştı ve bu ülkeler Nisan 2009'da  NATO'ya  katıldı. Ayrıca Gürcistan ve Ukrayna'ya gelecekte örgüte üye olabilecekleri söylendi.[63] Gürcistan ve Ukrayna'nın  NATO'ya  üyeliği konusu ile  NATO'nun  bir füze savunma sistemi planlaması Rusya'nın sert eleştirilerine neden oldu. Bu sistemle ilgili çalışmalar 2002'de başladı; görüşmeler anti-balistik füzelerin Çek Cumhuriyeti ve Polonya'ya yerleştirilmesi üzerine odaklandı.  NATO  liderleri ise Vladimir Putin ve Dmitri Medvedev'in tehdit olarak eleştirdikleri sistemin Rusya'yı hedef almadığı konusunda güvence verdi.[64]

2009'da ABD Başkanı Barack Obama, gemilerden oluşan Aegis Savaş Sistemi'nin kullanılmasını önerdi; ancak bu plan yine Türkiye, İspanya, Portekiz, Romanya ve Polonya'ya istasyon yapılmasını içermektedir.[65]  NATO  ayrıca "taktiksel" B61 nükleer bombalarının hedef yeteneğini yükselterek ve bunları görünmez F-35 Lightning II uçaklarına yükleyerek Avrupa'daki nükleer caydırıcılığında şimdiki durumu sürdürecektir.[66][67]  NATO 2014 Kırım krizinin ardından Estonya, Letonya, Litvayna, Polonya, Romanya ve Bulgaristan'da konuşlanacak 5.000 kişilik yeni bir "öncü" güç kurma kararı aldı.[68][69]

 

2014 Galler zirvesinde

  NATO  üyesi ülkelerin liderleri, ülkelerinin gayrisafi yurt içi hasılasının en az %2'sini savunmaya harcayacakları yönündeki sözlerini teyit ettiler.[70] 2015'te yalnızca beş üye ülke bu hedefe ulaştı.[71][72][73]  NATO , 15 Haziran 2016'da siber savaş kavramını, kara, deniz ve hava savaşı gibi savaşın operasyonel bir alanı olarak resmen tanıdı.[74] Böylece  NATO  üyelerini hedef alan herhangi bir siber saldırı, Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 5. maddesinin uygulanmasına yol açabilecektir.[75] 5 Haziran 2017'de Karadağ, Rusya'nın itirazlarına rağmen  NATO'nun  29. ve en yeni üyesi oldu.[76][77]

 

 

 

ASKERİ  OPERASYONLAR 

Soğuk Savaş sırasında  NATO  tarafından hiçbir askerî operasyon gerçekleştirilmedi. Soğuk Savaş sona erdikten sonra ilk operasyonlar 1990 ve 1991'de, Irak'ın Kuveyt'i işgali nedeniyle yapıldı. Havadan erken uyarı özellikli uçaklar Türkiye'nin güneydoğusuna gönderildi ve kısa süre sonra bölgeye birlikler sevk edildi.[78]

BOSNA HERSEK MÜDAHALESİ 

Ana madde:  NATO'nun  Bosna-Hersek'e müdahalesi
 
 NATO  uçakları Srebrenitsa Katliamı'ndan sonra yapılan Kararlı Güç Harekâtı sırasında hava bombardımanlarına katıldı.

Yugoslavya'nın dağılmasının bir sonucu olan Bosna Savaşı 1992'de başladı. Kötüleşen durum 9 Ekim 1992'de Bosna-Hersek'in iç kesimlerinde uçuşa yasak bölge ilan eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 816 sayılı kararının alınmasına yol açtı.  NATO  bu kararı 12 Ağustos 1993'te Uçuş Yasağı Harekâtı ile uygulamaya başladı. Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'ne karşı alınan silah ambargosu ve ekonomik yaptırım kararları, Haziran 1993'ten Ekim 1996'ya kadar Sharp Guard Harekâtı ile denizden de uygulandı. 28 Şubat 1994'te  NATO , uçuşa yasak bölgeyi ihlal eden dört Bosnalı Sırp uçağını düşürerek savaş zamanındaki ilk eylemini gerçekleştirdi.[79]

10-11 Nisan 1994'te Bosna Savaşı sırasında Birleşmiş Milletler Koruma GücüGorajde güvenli bölgesinin korunması için hava saldırısı çağrısı yaptı ve  NATO  yönetimindeki iki ABD F-16 jeti Gorajde yakınlarındaki Bosnalı Sırp askerî komuta karakolunu bombaladı.[80] Bu saldırı, 14 Nisan'da 150 Birleşmiş Milletler personelinin rehin alınmasına neden oldu.[81][82] 16 Nisan'da bir Britanya Sea Harrier'ı Gorajde üzerindeyken Sırp güçleri tarafından düşürüldü.[83] Srebrenitsa Katliamı'ndan sonra Sırp Cumhuriyeti Ordusu'na karşı Ağustos 1995'te Kararlı Güç adı verilen iki haftalık bir  NATO  bombardıman operasyonu başlatıldı.[84]

O yıl yapılan  NATO  hava saldırıları, 14 Aralık 1995'te Dayton Anlaşması'nın imzalanmasıyla Yugoslav Savaşları'nın sonlanmasına yol açtı.[84] Bu anlaşma çerçevesinde  NATO , Operation Joint Endeavor kapsamında BM komutasındaki IFOR barış gücünü bölgeye gönderdi. Yaklaşık 60.000  NATO  askerinden oluşan barış gücüne  NATO  üyesi olmayan ülkelerin askerleri de katıldı. Bir süre sonra bu, 32.000 asker ile başlatılan daha küçük SFOR kuvvetine dönüştürüldü. SFOR tarafından Aralık 1996'dan beri sürdürülen görev, Aralık 2004'te European Union Force Althea'ya geçti.[85] Üyelerinin öncülüğünün ardından  NATO , bu operasyonlar için  NATO  Madalyası adlı bir hizmet madalyası dağıtmaya başladı.[86]

KOSOVA MÜDAHALESİ 

Ana maddeler:  NATO'nun  Yugoslavya'yı bombalaması ve KFOR
 
Alman KFOR askerleri 1999'da Kosova'nın güneyinde devriye geziyor.

KKO ayrılıkçıları ve Kosova'daki Arnavut sivillere Slobodan Milošević'in Sırp güçleri tarafından yapılan baskıları durdurmak için, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 23 Eylül 1998'de ateşkes talep eden 1199 sayılı kararı geçirdi. ABD Özel Temsilcisi Richard Holbrooke öncülüğünde yapılan müzakereler 23 Mart 1999'da koptu. Holbrooke konuyu  NATO'ya  devretti[87] ve örgüt 24 Mart 1999'da, 78 gün sürecek olan bir bombardıman başlattı.[88] Müttefik Güç Harekâtı o zamanki Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'nin askerî gücünü hedef aldı. Kriz sırasında  NATO , uluslararası tepki güçlerinden biri olan Avrupa Müttefik Komutanlığı Mobil Kuvveti'ni de Albania Force (AFOR) adıyla, Kosova'dan gelen mültecilere insani yardım yapması için Arnavutluk'a konuşlandırmıştı.[89]

Operasyon aralarında Belgrad'daki Çin Büyükelçiliği'nin bombalanmasının da bulunduğu yüksek sivil kayıplardan dolayı eleştirilse de, Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Milošević'in 3 Haziran 1999'da uluslararası bir barış planının şartlarını kabul etmesiyle Kosova Savaşı sona erdi. 11 Haziran'da ise Milošević, BMGK'nin 1244 sayılı kararını kabul etti ve  NATO'nun  KFOR barış gücü BM öncülüğünde kuruldu. Bir milyona yakın mülteci Kosova'yı terk etti. Şiddet caydırıcılığının yanında KFOR, insani görevleri korumakla da görevliydi.[89][90] Ağustos-Eylül 2001'de ittifak ayrıca Makedonya'daki etnik Arnavut milisleri silahsızlandırmak için Zorunlu Hasat Harekâtı'nı başlattı.[91] 1 Aralık 2013 itibarıyla 31 ülkeden 4.882 KFOR askeri, bölgede görev yapmaya devam etmektedir.[92]

ABD, Birleşik Krallık ve pek çok diğer  NATO  üyesi, 1999'da Sırbistan'a karşı gerçekleştirilen eylem gibi  NATO  askerî müdahalelerinin BM Güvenlik Konseyinin onayına gereksinim duyduğu yönündeki çabalara karşı çıkarken Fransa ve diğerleri, ittifakın BM onayına ihtiyacı olduğunu iddia etti.[93] ABD-Birleşik Krallık tarafı bunun ittifakın otoritesini sarsacağını, Çin ile Rusya'nın Güvenlik Konseyi'ndeki veto haklarını Yugoslavya'ya yapılan müdahaleyi engellemek için kullanabileceğini ve aynısını  NATO  müdahalesi gerektiren gelecekteki çatışmalarda da yapabileceğini, böylece kuruluşun tüm gücünün ve amacının etkisiz hâle geleceğini belirtti. Soğuk Savaş sonrası askerî ortamı tanıyan  NATO , Nisan 1999'daki Washington zirvesinde çatışmaların önlenmesi ve kriz yönetimini vurgulayan İttifak Stratejik Konsepti'ni kabul etti.[94]

AFGANİSTAN SAVAŞI 

 
ABD'deki 11 Eylül saldırıları NATO'nun  ilk kez kolektif savunma maddesini uygulamasına neden oldu.

2001'de ABD'de gerçekleştirilen 11 Eylül saldırıları NATO  tarihinde ilk kez Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 5. maddesinin uygulanmasına neden oldu. Maddeye göre bir üyeye yapılan saldırı tüm üyelere yapılmış sayılmaktaydı. 4 Ekim 2001'de  NATO , saldırıların 5. madde hükümlerine uygun olduğuna karar verdi.[95]  NATO'nun  saldırılara karşı gerçekleştirdiği sekiz resmî eylemin arasında Eagle Assist Harekâtı ile teröristlerin veya kitle imha silahlarının dolaşımını engellemeyi ve genel olarak gemi trafiğinin güvenliğini arttırmayı hedefleyen, 4 Ekim 2001'de başlatılan Akdeniz'deki Etkin Çaba Harekâtı da bulunmaktaydı.[96]

 NATO , 16 Nisan 2003'te 42 ülkenin askerlerinden oluşan Uluslararası Güvenlik Destek Gücü'nün (ISAF) komutasını almayı kabul etti. Bu karar o zaman ISAF'te en çok askere sahip olan Almanya ve Hollanda'nın ricası üzerine ve on dokuz  NATO  elçisinin tamamı tarafından oybirliği ile alındı. Kontrolün 11 Ağustos'ta  NATO'ya  geçişiyle birlikte  NATO , tarihinde ilk kez kuzey Atlantik bölgesi dışında bir görevin komutasını almış oldu.[97] ISAF başlangıçta Kâbil ve çevresini TalibanEl-Kaide ve benzeri gruplardan korumak ve böylece Hamid Karzai'nin başını çektiği Afganistan Geçiş Yönetimi'nin kurulmasını sağlamakla görevliydi. Ekim 2003'te BM Güvenlik Konseyi, ISAF görevinin Afganistan geneline yayılmasını onayladı[98] ve ISAF bu görevi ülkenin tamamında dört ana aşamada genişletti.[99]

 
ISAF Generali David M. RodriguezHerat'ta bir İtalyan komuta değişiminde.

31 Temmuz 2006'da ISAF, Afganistan'ın güneyinde ABD yönetimindeki terör karşıtı bir koalisyonun gerçekleştirdiği askerî operasyonları da devraldı.[100] Güneydeki çatışmaların şiddetinden dolayı, 2011'de Fransa ittifakın çabalarını güçlendirmek için Mirage 2000 savaş uçaklarından oluşan bir filonun Kandehar'a gönderilmesine izin verdi.[101] 2012 Chicago zirvesinde  NATO , Afganistan'daki savaşı bitiren ve  NATO  öncülüğündeki ISAF güçlerinin Aralık 2014'ün sonunda ülkeden ayrılmasını içeren bir planı destekledi.[102] Aralık 2014'te ISAF dağıtıldı ve Kararlı Destek Misyonu hayata geçirildi.[103][104]

 

IRAK EĞİTİM GÖREVİ 

 

Ana madde:  NATO  Eğitim Görevi - Irak

Ağustos 2004'te Irak Savaşı sırasında  NATO , Irak güvenlik güçlerini ABD öncülüğündeki MNF-I ile birlikte desteklemek için  NATO  Eğitim Görevi - Irak adlı görevi başlattı.[105]  NATO  Eğitim Görevi - Irak (NTM-I), Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1546 sayılı kararı uyarınca görev yapan Irak Geçici Hükûmeti'nin ricası üzerine oluşturuldu. NTM-I'ın amacı, Irak'ın kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek etkili ve sürdürülebilir bir kapasiteye ulaşabilmesi için Irak güvenlik güçlerinin eğitim yapı ve kurumlarının gelişimine katkı sağlamaktı. Bir savaş görevi olmayan NTM-I,  NATO'nun  Kuzey Atlantik Konseyinin siyasi kontrolündeki farklı bir görevdi. Çalışmalarının ağırlığı eğitim ve danışmanlık üzerine olan misyonun etkinlikleri Iraklı yetkililer ve aynı zamanda NTM-I'ın komutanlığını yapan ABD yönetimindeki Deputy Commanding General Advising and Training ile birlikte düzenlenmekteydi. Eğitim görevi 17 Aralık 2011'de resmen sona erdi.[106]

ADEN KÖRFEZİ KORSANLIKLA MÜCADELE 

 
USS Farragut Mart 2010'da bir Somalili korsan kayığını yok ediyor.

17 Ağustos 2009'da  NATO Aden Körfezi ve Hint Okyanusu'nun deniz trafiğini Somalili korsanlardan korumak ve bölge ülkelerinin donanma ve sahil güvenliğine destek olmak için savaş gemileri gönderdi. Diğer ülkelerin gemilerinin yanında çoğunlukla ABD savaş gemilerinin katıldığı bu operasyon Kuzey Atlantik Konseyi tarafından onaylandı. Okyanus Kalkanı Harekâtı, Dünya Gıda Programı'nın bir parçası olarak Somali'de yardım dağıtan Müttefik Destek Harekâtı gemilerini korumaya odaklanmaktadır. Çin ve Güney Kore de etkinliklere katılmak için savaş gemilerini gönderdi.[107][108] Harekât ile korsan saldırılarının kesilmesi, gemilerin korunması ve bölgedeki genel güvenlik seviyesinin yükseltilmesi amaçlanmaktadır.[109]

LİBYA MÜDAHALESİ 

Libya İç Savaşı sırasında protestocular ile Muammer Kaddafi yönetimindeki Libya hükûmeti arasında şiddet arttı ve 17 Mart 2011'de ateşkes ve sivillerin korunması için askerî müdahale çağrısı yapan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1973 sayılı kararı kabul edildi. Aralarında pek çok  NATO  üyesinin de bulunduğu bir koalisyon kısa süre sonra Libya üzerinde uçuşa yasak bölgeyi uygulamaya başladı. 20 Mart 2011'de  NATO  üyeleri, Birleşik Koruyucu Harekâtı ile  NATO Daimi Deniz Görev Grubu 1 ve  NATO  Daimi Mayın Karşıtı Tedbir Grubu 1 gemilerini[110] ve ek olarak  NATO  üyelerinin gemi ve denizaltılarını kullanarak Libya'ya silah ambargosu uygulanmasını kararlaştırdı.[111] Operasyonun amacı, yasak silah veya paralı asker taşıdığından şüphelenilen gemilerin takibini, bildirimini ve gerekirse bağlantı kesimini yapmaktı.[110]

 
Libya Ordusu'nun Palmaria obüsleri, Mart 2011'de Fransa Hava Kuvvetleri tarafından Bingazi yakınlarında yok edildi.

 NATO  24 Mart'ta uçuşa yasak bölgenin kontrolünü koalisyondan devralmaya karar verirken, karadaki birimlerin komutası koalisyon güçlerinde kalmaya devam etti.[112][113] 27 Mart 2011'de, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ın desteğiyle BM kararı  NATO  tarafından resmen uygulanmaya başlandı.[114] Haziran ayında ittifak içindeki ayrışmanın raporları ortaya çıktı ve 28 üyenin sadece sekizinin askerî operasyonlara katıldığı anlaşıldı.[115] Bunun sonucunda ABD Savunma Bakanı Robert Gates ile Hollanda, İspanya, Polonya, Türkiye ve ittifakın çatışmalardaki yetkisini aştığını düşünen Almanya gibi ülkelerin arasında daha fazla katılım konusunda tartışmalar yaşandı.[116][117][118] 10 Haziran'da Brüksel'de yaptığı son ilkesel konuşmada Gates, müttefik ülkeleri  NATO'nun  sonunu getirebilecek davranışlarından dolayı eleştirmeye devam etti.[119] Almanya Dışişleri Bakanlığı "Almanya'nın  NATO'ya  ve  NATO  öncülüğündeki operasyonlara yaptığı önemli katkılara" ve Başkan Obama'nın bu katılıma ne kadar değer verdiği gerçeğine dikkat çekti.[120]

Operasyon Eylül aynına kadar uzatılırken aynı gün Norveç, katkısını azaltmaya başlayacağını ve 1 Ağustos'ta çekilmeyi tamamlayacağını açıkladı.[121] Aynı haftanın başında Danimarka savaş uçaklarının bombalarının bitmek üzere olduğu bildirildi.[122][123] Bir sonraki hafta Kraliyet Donanması'ndan yapılan açıklamada ülkenin çatışmadaki operasyonlarının sürdürülebilir olmadığı ifade edildi.[124] Ekim 2011'de operasyonun sonunda, Kaddafi'nin ölümünün ardından,  NATO uçakları Kaddafi yanlılarına ait hedefleri yaklaşık 9.500 kez vurdu.[125][126] Mayıs 2012'de İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından yayımlanan bir rapor, operasyonda ölen en az 72 sivilin kimliğini ortaya koydu.[127] Ekim 2013'teki bir darbe girişiminin ardından Libya Başbakanı Ali Zeydan, devam eden güvenlik sorunlarına destek olması için  NATO'dan  teknik tavsiye ve eğitmen istedi.[128]

KATILIMCI ÜLKELER 

 NATO'nun  Avrupa'daki ülkelerle ilişkileri haritası  NATO'nun  küresel ortaklıkları haritası
Major NATO affiliations in Europe.svg NATO partnerships.svg

ÜYELER 

Ana madde:  NATO  üyesi ülkeler
 
 NATO  üye ülkeler ile ortaklarının liderleri için düzenli olarak zirveler düzenlemektedir.

 NATO'nun , topraklarının büyük bir kısmı Avrupa ve Kuzey Amerika'da bulunan yirmi dokuz üyesi vardır. Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 6. maddesine göre  NATO'nun  "sorumluluk bölgesi" Atlas Okyanusu'ndaki Yengeç Dönencesi'ne kadardır ve bu yüzden bazı üye ülkeler tamamen kapsanmamaktadır. Antlaşmanın ilk görüşmeleri sırasında ABD, Belçika Kongosu gibi sömürgelerin antlaşmaya dâhil edilmemesi konusunda ısrar etti.[129][130] Buna rağmen Fransız Cezayiri, 3 Temmuz 1962'de bağımsızlığını elde edene kadar örgütün parçası olarak kaldı.[131] Bu yirmi dokuz üyenin on ikisi, örgüte 1949'da katılan kurucu üyelerdir; diğer on yedi üye ise yedi genişleme süreci sonunda örgüte katıldı. Az sayıda  NATO üyesi ülke GSYİH'sinin yüzde iki ve daha fazlasını savunmaya harcamaktadır,[132] ABD ise  NATO  savunma harcamalarının dörtte üçünü gerçekleştirmektedir.[133]

1960'ların ortasından 1990'ların ortasına kadar Fransa, "Gaullo-Mitterrandism" olarak adlandırılan bir politika izleyerek  NATO'dan  bağımsız bir askerî strateji benimsedi. Nicolas Sarkozy, 2009'da ülkesinin bütünleşik askerî komutaya ve Savunma Planlama Komitesine dönüşünü müzakere etti, adı geçen komite bir yıl sonra dağıtıldı. Fransa günümüzde Nükleer Planlama Grubu dışında olan tek  NATO  üyesidir ve ABD ile Birleşik Krallık'ın aksine nükleer silaha sahip denizaltılarını ittifakın kullanımına sunmayacaktır.[41][56]

 

GENİŞLEME 

 

Ana madde:  NATO'nun  genişlemesi
 
Alman yeniden birleşmesi ve Soğuk Savaş'ın sona ermesinden beri 13 ülke  NATO'ya  katıldı.

Yeni üyeliklerin çoğu, aralarında eski Varşova Paktı üyelerinin de bulunduğu Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinden gerçekleşmektedir. Örgüte katılım, bireysel Üyelik Eylem Planları ile yürütülmektedir ve şu anki üyelerin ayrı ayrı onayını gerektirmektedir. Şu anda Bosna-Hersek ve Makedonya olmak üzere  NATO'ya  katılma sürecinde olan iki aday ülke vardır. Makedonya'nın katılımı, üyeliğin gerekliliklerini Arnavutluk ve Hırvatistan ile aynı anda yerine getirmesine rağmen Makedonya adlandırma sorunu çözülmediği için Yunanistan tarafından engellendi.[134] Yeni ve olası üyeler, bu süreçte birbirlerine destek olmak için 2003'te Adriyatik Sözleşmesi'ni oluşturdular.[135] Örgüte üyeliği hedefleyen bir diğer ülke olan Gürcistan'a, 2008'de Bükreş'te düzenlenen zirvede ittifaka davet edileceğine dair söz verildi;[136] ancak 2014'te ABD Başkanı Barack Obama, ülkenin "şu anda üyelik yolunda" olmadığını söyledi.[137]

Rusya örgütün daha fazla genişlemesine, Sovyetler Birliği Cumhurbaşkanı Mihail Gorbaçov ile Avrupalı ve ABD'li müzakereciler arasında gerçekleşen ve Almanya'nın barışçıl bir şekilde yeniden birleşmesine izin veren uzlaşmaya aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıkmaktadır.[52]  NATO'nun  genişleme çabaları genellikle Rusya hükûmeti tarafından, bir Soğuk Savaş girişimi olan Rusya'nın kuşatılması ve izole edilmesinin devamı olarak görülmektedir,[138] gerçi Batı'dan da bu yönde eleştiriler gelmektedir.[139] Ukrayna'nın  NATO  ve Avrupa ile olan ilişkileri, siyasi açıdan bölünmelere yol açtı ve 2014'te Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'in devrilmesiyle sonuçlanan "Euromaidan" protestolarının düzenlenmesinde etkili oldu. Mart 2014'te Başbakan Arseniy Yatsenyuk, Ukrayna'nın  NATO  üyeliği peşinde koşmadığı konusunda hükûmetin duruşunu yineledi.[140] Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko NATO  üyeliği hedefi doğrultusunda 29 Aralık 2014'te ülkesinin bağlantısızlık durumunu ortadan kaldıran tasarıyı imzaladı; ancak katılımdan önce referandum düzenleneceğini belirtti.[141] Ukrayna, Bireysel Ortaklık Eylem Planına (BOEP) sahip sekiz Doğu Avrupa ülkesinden biridir. 2002'de başlatılan BOEP'ler,  NATO  ile ilişkilerini derinleştirme yeteneğine ve siyasi iradesine sahip ülkelere açıktır.[142]

ORTAKLIKLAR 

 
Barış İçin Ortaklık, Temmuz 2007'de dört  NATO  üyesi, sekiz BİO üyesi ve bir Akdeniz Diyaloğu ülkesi olan Ürdün'den 500 askerin katılımıyla Tiflis'te gerçekleştirilen Cooperative Archer gibi çok uluslu askerî tatbikatlar yürütmektedir.[143]

Barış İçin Ortaklık (BİO) programı 1994'te başlatıldı ve her ortak ülke ile  NATO  arasındaki ikili ilişkiler üzerine kuruldu: her ülke katılımının kapsamını belirleyebilir.[144] Bağımsız Devletler Topluluğunun şimdiki ve eski tüm üyelerini içermektedir.[145] Avrupa-Atlantik Ortaklık Konseyi (AAOK) 29 Mayıs 1997'de kurulan ve elli katılımcı ülke arasında düzenlenen olağan eşgüdüm, danışma ve diyalog forumudur.[146] BİO programı Avrupa-Atlantik Ortaklığı'nın operasyonel kanadı olarak değerlendirilmektedir.[144] Afganistan gibi diğer üçüncü ülkelerle de BİO çerçevesinde bazı çalışmalara katılmaları konusunda temasa geçilmektedir.[147]

Avrupa Birliği (AB),  NATO  ile 16 Aralık 2002'de Berlin Plus anlaşmasının altında bir dizi düzenlemeyi imzaladı. Bu anlaşmayla AB'ye uluslararası bir krizde bağımsız hareket etmek istediğinde,  NATO'nun  görev almak istememesi durumunda örgütün varlıklarını kullanma olasılığı tanındı.[148] Örneğin 1982 tarihli Lizbon Antlaşması'nın madde 42(7) hükmüne göre "Eğer bir üye devlet kendi topraklarında silahlı bir saldırıya uğrarsa, diğer üyeler ellerinden gelen bütün yollarla yardım yükümlülüğü altındadır". Antlaşma  NATO'nun  altıncı maddesi gereği küresel olarak Yengeç Dönencesi'nin kuzeyi ile sınırlı olan bölgelerde uygulanmaktadır Böylece aynı zamanda AB üyesi de olan BİO ülkeleri için bir "ikili yapı" sağlandı.

Ek olarak  NATO , pek çok  NATO  üyesi olmayan ülkeyle iş birliği yapmakta ve çalışmalarını tartışmaktadır. Akdeniz Diyaloğu İsrail ve Kuzey Afrika ülkeleri ile benzer şekilde iş birliği yapmak için 1994'te kuruldu. İstanbul İş Birliği Girişimi 2004'te Orta Doğu ülkeleri için Akdeniz Diyaloğu ile aynı doğrultuda bir diyalog forumu olarak oluşturuldu. Katılımcı dört ülke ayrıca Körfez İş Birliği Konseyi üyesidir.[149]

Japonya ile siyasi diyalog 1990'da başladı ve o zamandan beri ittifak, bu iş birliği girişimlerinin hiçbirine dâhil olmayan ülkeler ile kademeli olarak ilişkilerini geliştirdi.[150] 1998'de  NATO , ilişkilerin kurumsallaştırılmasına izin vermeyen, fakat müttefiklerin iş birliğini arttırmaya yönelik arzularını yansıtan bir genel kurallar bütünü oluşturdu. Kapsamlı tartışmaların ardından 2000'de müttefikler "Temas Ülkeleri" terimi üzerinde uzlaştı. 2012'de ittifak bu grubu, korsanlığa karşı operasyonlar ve teknoloji takası gibi konuları görüşmek üzere bir araya gelen, "küresel ortaklar" adlı bir gruba dönüştürdü.[151][152] Temas ülkeler olan Avustralya ve Yeni Zelanda ayrıca AUSCANNZUKUS stratejik ittifakının üyesidir ve temas ülkeler ile  NATO  üyeleri arasındaki benzer bölgesel veya ikili anlaşmalar iş birliğine katkı sağlamaktadır.  NATO'nun  ortaklarına sunduğu tüm iş birliği etkinliklerine erişimi olan Kolombiya NATO  ile iş birliği yapan ilk ve tek Latin Amerika ülkesi oldu.[153]

YAPILAR 

Ana madde:  NATO'nun  yapısı
 
Jens Stoltenberg Norveç Başbakanlığı görevini yürüttükten sonra 1 Ekim 2014'te  NATO Genel Sekreteri oldu.

 NATO'nun  ana merkezi Belçika'nın başkenti Brüksel'in Haren belediyesinde yer alan Léopold III/Leopold III-laan Bulvarı, B-1110 numaralı binadır.[154] İnşaatı 2010'da başlayan ve 2016 yazında tamamlanan[155] €750 milyonluk yeni merkez binasının açılışı 25 Mayıs 2017'de yapıldı.[156] Jo Palma tarafından tasarlanan 250.000 m2'lik komplekste 3.800 kişi çalışmaktadır.[157] İlk binadaki sorunlar, 1967'deki inşaatın aceleye gelmesinden kaynaklanmaktaydı; çünkü o dönemde  NATO , Fransa'nın çekilmesi nedeniyle merkezini Paris'ten taşımak durumunda kaldı.[158][40]

 

Merkezdeki çalışanlar üye ülkelerin ulusal delegelerinden oluşmaktadır. Bunlara sivil ve askerî irtibat büroları ile buradaki görevliler, partner ülkelerin diplomatik misyonları ve diplomatları ile üye ülkelerin silahlı kuvvetlerinin çalışanlarının yer aldığı Uluslararası Personel ve Uluslararası Askerî Personel bölümleri dâhildir.

[159]  NATO'ya  destek olmak için Atlantik Konseyi/Atlantik Antlaşma Derneği hareketi altında sivil toplum üyelerinin grupları da ortaya çıkmıştır.

Yeni merkez binasının maliyeti  NATO'nun  web sitesindeki 23 Mayıs 2017 tarihli " NATO'nun  yeni merkezi" adlı sayfada yer almazken[160] Daniel Halper NATO'nun  web sitesindeki Şubat 2017 tarihli "Yeni  NATO  merkezi" adlı sayfayı kaynak göstererek[161] The Washington Free Beacon'ın 25 Mayıs 2017'deki sayısında maliyetin $1,23 milyar olduğunu bildirdi.[162]

 NATO  KONSEYİ 

29 üye ülke tarafından yönetilen  NATO  içinde kararların nasıl alınacağı Kuzey Atlantik Antlaşması ve diğer sözleşmeler tarafından belirtilmektedir. 29 üyenin her biri  NATO'nun  Brüksel'deki merkezine bir delegasyon veya misyon göndermektedir.[163] Her delegasyonun üst düzey kalıcı üyesi Daimi Temsilci olarak bilinmekte ve genel olarak üst düzey bir memur veya deneyimli bir elçi olmaktadır. Pek çok ülke Belçika'daki elçiliği yoluyla  NATO'da  diplomatik misyon bulundurmaktadır.

Haftada en az bir kez toplanan ve  NATO'da  etkili yönetim ve karar yetkisi bulunan bir idari organ olan Kuzey Atlantik Konseyi Daimi Üyeler'den oluşmaktadır. Zaman zaman konsey, dışişleri bakanları, savunma bakanları ile devlet ve hükûmet başkanlarının katıldığı daha üst düzey toplantılar gerçekleştirmektedir ve  NATO'nun  politikaları ile ilgili önemli kararlar genellikle bu toplantılarda alınmaktadır. Fakat toplantıların seviyesi, konseyin yönetim ve karar alma yetkisi ile kararlarının statüsü ve geçerliliğini etkilememektedir. ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa ve İtalya gayriresmî bir tartışma grubu olan Quint üyesi kabul edilmektedir.  NATO  zirveleri de genişleme gibi karmaşık kararların alındığı bir platformdur.[164]

Kuzey Atlantik Konseyinin toplantılarına  NATO  Genel Sekreteri başkanlık etmektedir ve karar alınması gerektiğinde oybirliği ve genel uzlaşı aranmaktadır. Çoğunlukla oy veya karar bulunmamaktadır. Konseyde veya konseyin alt komitelerinde temsil edilen hiçbir ülke tam bağımsızlığını ve kararlarının sorumluluğunu kaybetmemektedir.

Genel sekreterler listesi[165]
# Ad Ülke Süre
1 Lord Ismay  Birleşik Krallık 4 Nisan 1952 – 16 Mayıs 1957
2 Paul-Henri Spaak  Belçika 16 Mayıs 1957 – 21 Nisan 1961
3 Dirk Stikker  Hollanda 21 Nisan 1961 – 1 Ağustos 1964
4 Manlio Brosio  İtalya 1 Ağustos 1964 – 1 Ekim 1971
5 Joseph Luns  Hollanda 1 Ekim 1971 – 25 Haziran 1984
6 Lord Carrington  Birleşik Krallık 25 Haziran 1984 – 1 Temmuz 1988
7 Manfred Wörner  Almanya 1 Temmuz 1988 – 13 Ağustos 1994
Sergio Balanzino (vekâleten)  İtalya 13 Ağustos 1994 – 17 Ekim 1994
8 Willy Claes  Belçika 17 Ekim 1994 – 20 Ekim 1995
Sergio Balanzino (vekâleten)  İtalya 20 Ekim 1995 – 5 Aralık 1995
9 Javier Solana  İspanya 5 Aralık 1995 – 6 Ekim 1999
10 Lord Robertson  Birleşik Krallık 14 Ekim 1999 – 17 Aralık 2003
Alessandro Minuto-Rizzo (vekâleten)  İtalya 17 Aralık 2003 – 1 Ocak 2004
11 Jaap de Hoop Scheffer  Hollanda 1 Ocak 2004 – 1 Ağustos 2009
12 Anders Fogh Rasmussen  Danimarka 1 Ağustos 2009 – 30 Eylül 2014
13 Jens Stoltenberg  Norveç 1 Ekim 2014 – günümüz
 
Genel sekreter yardımcıları listesi[166]
# Ad Ülke Süre
1 Jonkheer van Vredenburch  Hollanda 1952–1956
2 Baron Adolph Bentinck  Hollanda 1956–1958
3 Alberico Casardi  İtalya 1958–1962
4 Guido Colonna di Paliano  İtalya 1962–1964
5 James A. Roberts  Kanada 1964–1968
6 Osman Olcay  Türkiye 1969–1971
7 Paolo Pansa Cedronio  İtalya 1971–1978
8 Rinaldo Petrignani  İtalya 1978–1981
9 Eric da Rin  İtalya 1981–1985
10 Marcello Guidi  İtalya 1985–1989
11 Amedeo de Franchis  İtalya 1989–1994
12 Sergio Balanzino  İtalya 1994–2001
13 Alessandro Minuto-Rizzo  İtalya 2001–2007
14 Claudio Bisogniero  İtalya 2007–2012
15 Alexander Vershbow Amerika Birleşik Devletleri Amerika Birleşik Devletleri 2012–2016
16 Rose Gottemoeller Amerika Birleşik Devletleri Amerika Birleşik Devletleri 2016–günümüz

 NATO  PARLAMENTER ASAMBLESİ 

Ana madde:  NATO  Parlamenter Asamblesi
 
 NATO  Savunma ve Dışişleri Bakanları  NATO'nun Brüksel'deki merkezinde toplantıda.

 NATO'nun  geniş stratejik hedeflerini  NATO  Parlamenter Asamblesi ( NATO-PA ) belirlemektedir. Yıllık oturumlarda ve yıl içinde bir kez daha bir araya gelen asamble, Daimi Üyeler veya  NATO'ya  büyükelçi atayan üye ülkelerin ulusal hükûmetlerinin parlamenter yapılarıyla direkt olarak etkileşim kurmaktadır.  NATO  Parlamenter Asamblesi, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü üyelerinin yasa koyucularından ve on üç yedek üyeden oluşmaktadır. Bundestag'ın Savunma Komitesi'nin Başkan Yardımcısı ve Hristiyan Demokrat Birliği'nin bir üyesi olan Alman siyasetçi Karl A. Lamers, 2010'da asamblenin başkanı oldu.[167] Fakat asamble resmî olarak  NATO'dan  farklı bir yapıdır ve  NATO  Konseyi'nin güvenlik politikalarını tartışmak için  NATO  ülkelerinin temsilcilerini bir araya getirmeyi amaçlamaktadır.

Asamble  NATO'nun  siyasi bütünleşme kuruluşudur ve  NATO  Konseyi'nin siyasi politika ve gündemini beş komitesinin raporlarıyla oluşturmaktadır:

  • Güvenliğin Sivil Boyutu Komitesi
  • Savunma ve Güvenlik Komitesi
  • Ekonomi ve Güvenlik Komitesi
  • Siyasi Komite
  • Bilim ve Teknoloji Komitesi

Bu raporlar, ulusal siyasal süreçler yoluyla üye ülkelerin ulusal hükûmetleri ve  NATO  yönetimini ve örgütsel yönetim varlıklarını etkileyenler tarafından kabul edildiği üzere, hız ve yön sağlamaktadır.[168][169]

 

ASKERİ YAPI 

 

 
 NATO'ya  ait bir E-3A, bir  NATO  tatbikatında ABD'ye ait F-16 savaş uçaklarıyla birlikte uçuyor.

 NATO'nun  askerî operasyonları  NATO  Askerî Komite Başkanı tarafından yönetilmektedir ve  NATO  içinden gelen personel tarafından desteklenen kıdemli bir ABD subayı ile kıdemli bir Fransız subayı[170] tarafından komuta edilen iki Stratejik Birlik'e bölünmüştür. Stratejik Komutanlar tüm yönetimde ve kendi komuta alanlarına giren ittifakın tüm askerî işlerinin idaresinde Askerî Komite'ye karşı sorumludur.[60]

Her ülkenin delegasyonunda bir Askerî Temsilci ile o ülkenin Uluslararası Askerî Personel tarafından desteklenen silahlı kuvvetlerinden kıdemli bir subay bulunmaktadır. Üye ülkelerin gönderdiği Askerî Temsilciler,  NATO'nun  siyasi otoritelerine  NATO  bölgesinin ortak savunması için gerekli görülen önlemleri önermekle sorumlu olan Askerî Komite'yi oluşturmaktadır. Komitenin asıl rolü askerî politika ve stratejilere yön vermek ve bu konularda önerilerde bulunmaktır. Komite ayrıca temsilcileri kendi toplantılarına katılan ve konseyin otoritesi altında ittifakın askerî işlerini idare eden  NATO'nun  Stratejik Komutanları'na askerî konularda rehberlik etmektedir.[171]  NATO  Askerî Komite Başkanlığını 2015'ten beri Çek Petr Pavel üstlenmektedir.

Konsey gibi bazen Askerî Komite de daha yüksek seviyeli toplantılar yapmaktadır. Bu toplantılara her ülkenin silahlı kuvvetlerinin en kıdemli subayı olan Genelkurmay Başkanları katılmaktadır. 1966'da  NATO'nun  bütünleşik askerî komutasından ayrılan ve 1995'te yeniden katılan Fransa, 2008'e kadar Askerî Komite'de yer almamaktaydı. Fransa,  NATO'ya  tekrar katılana kadar Savunma Planlama Komitesi'nde temsil edilmemekteydi ve bu Fransa ile  NATO  üyeleri arasında anlaşmazlıklara yol açıyordu.[172] Irak Savaşı'na giden süreçte yaşananlar bu durumu gözler önüne serdi.[173] Komitenin operasyonel çalışmaları Uluslararası Askerî Personel tarafından desteklenmektedir.

 NATO'nun  komuta yapısı Soğuk Savaş boyunca ve bunun sonrasında gelişme gösterdi.  NATO  için bütünleşik bir askerî komuta yapısı  NATO'nun  olası bir Sovyet saldırısına karşı uzun vadede savunmasını arttırması gerekeceği netlik kazanınca ilk kez 1950'de kuruldu. Nisan 1951'de Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı (SHAPE) ve bunun merkezi kuruldu. Daha sonra dört ikincil merkez Kuzey ve Orta Avrupa, Güney Bölgesi ve Akdeniz'e eklendi.[174]

1950'li yıllardan 2003'e kadar Stratejik Komutanlar Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanı (SACEUR) ve Atlantik Müttefik Yüksek Komutanı (SACLANT) idi; fakat şimdiki düzenleme üstün sorumluluğunu,  NATO  güçlerinin dönüşümü ve eğitiminden sorumlu olan Müttefik Dönüşüm Komutanlığı (ACT) ile dünya genelindeki  NATO  operasyonlarından sorumlu olan Müttefik Harekât Komutanlığı (ACO) arasında ayırmaktadır.[175] 2003'ün sonundan başlayarak  NATO , birliklerin komuta edilişini ve dağıtımını, aralarında Avrupa KolordusuAlman/Hollanda KolordusuKuzeydoğu Çok Uluslu Kolordusu NATO  İtalyan Hızlı Dağıtım Kolordusu ile Müttefik Harekât Komutanlığı'na rapor veren Yüksek Seviyede Hazırlıklı Acil Müdahale (HRF) deniz güçlerinin de bulunduğu pek çok  NATO  Hızlı Dağıtım Kolordusu kurarak yeniden yapılandırdı.[176]

2015'in ilk aylarında, Donbass Savaşı'nın yeni başladığı dönemde,  NATO  bakanlarının toplantılarında, gerektiğinde Baltık ülkelerini savunmak için Kuzeydoğu Çok Uluslu Kolordusu'nun büyütülmesine ve Romanya'da yeni bir Güneydoğu Çok Uluslu Tümeni kurulmasına karar verildi. Ayrıca  NATO'nun  Doğu Avrupa'daki yeni üyelerinin savunması için yapılacak hazırlıkları düzenlemek için altı tane  NATO  Kuvvet Entegrasyon Birimi kurulacaktı.[177] Güneydoğu Çok Uluslu Tümeni, 1 Aralık 2015'te etkinleştirildi.[178]


http://www.fatih-alparslan34.tr.gg


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol